Prostat büyümesi tedavisinde prostat embolizasyonu, cerrahiye alternatif olarak tercih edilebilen girişimsel bir yöntemdir. Bu işlemde kasıktan girilerek prostatı besleyen damarlar tıkanır, prostat dokusu küçülür ve idrar şikayetleri azalır.
Ameliyatsız prostat tedavisinde embolizasyon, genel anestezi gerektirmemesiyle önemli bir avantaj sağlar. İşlem sonrası hastalar kısa sürede günlük yaşamlarına dönebilir. Kanama ve komplikasyon riski düşük olup güvenli bir seçenek sunar.
Prostat embolizasyonu, ileri yaşlı ve ek hastalıkları bulunan kişilerde cerrahiye göre daha az risk taşır. Lokal anestezi altında uygulanabilmesi, özellikle yüksek cerrahi riski olan hastalarda tercih edilmesini kolaylaştırır.
Cerrahi yerine embolizasyon tercih eden hastalar, daha konforlu bir tedavi süreci yaşar. Minimal invaziv özellikleri sayesinde hem prostat hacmi küçülür hem de semptomlar etkin şekilde kontrol altına alınır. Bu yönüyle modern bir tedavi yaklaşımıdır.
Prostat Embolizasyonu Nedir ve Prostat Ameliyatıyla Nasıl Karşılaştırılır?
Prostat embolizasyonu, ya da tıbbi adıyla Prostatic Artery Embolization (PAE), prostatı besleyen atardamarlara çok küçük tanecikler (emboli materyali) enjekte edilerek yapılan bir işlemdir. Bu tanecikler, adeta bir “tıpa” gibi çalışır ve prostatın kanlanmasını azaltır. Kan akışı azalan prostat dokusu zamanla küçülerek, idrar kanalına yaptığı baskıyı hafifletir. Bu işlemde esas hedef, cerrahi bir kesi yapmadan ve hastayı genel anestezi altında uyutmadan, prostat üzerindeki baskıyı azaltmaktır.
Öte yandan prostat ameliyatları, daha bilinen şekliyle Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TURP) veya açık/robotik cerrahi, büyümüş prostat dokusunun kesilip çıkarılması esasına dayanır. TURP, idrar kanalından girilerek prostatın iç dokusunun kazınması veya parçalanmasıdır. Açık ya da robotik cerrahideyse karından veya kasıktan açılan bir kesiyle prostat dokusuna ulaşılır ve fazla doku çıkartılır.
Bu iki yöntemi temel olarak şöyle karşılaştırabiliriz:
İnvazivlik Düzeyi:
- Prostat embolizasyonu: Damar içinden yapılan minimal invaziv bir işlem. Kasıktan veya bazen bilekten girilen bir kateter yardımıyla uygulanır.
- Prostat ameliyatı: Hastanın genel veya spinal anestezi alması ve cerrahi girişim yapılması gerekir. Doku fiziksel olarak çıkarıldığı için daha invazivdir.
Kanama ve Dikiş Gereksinimi:
- Prostat embolizasyonu: Büyük kesiler olmadığı için işlem sonrası dikiş ya da geniş pansumana ihtiyaç duyulmaz. Genellikle az miktarda kanama veya hematom (deri altında kan toplanması) görülebilir.
- Prostat ameliyatı: Cerrahi işlem demek doku kesilmesi, bazen dikiş ve ameliyat sonrası bakımı gerektirir. Kanama riski daha yüksektir.
İyileşme Süreci:
- Prostat embolizasyonu: İşlem genelde günübirliktir. Hastalar çoğunlukla aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilir ve hızla günlük yaşama dönebilir.
- Prostat ameliyatı: Hastanede kalış süresi birkaç güne kadar uzayabilir. İşe veya sosyal hayata dönüş daha uzun zaman alır.
Etkililik:
- Prostat amelizasyonu: Prostat hacminde küçülme yaparak belirti (semptom) kontrolü sağlar. Uzun vadede belirli oranda yeniden büyüme veya ek tedavi gereksinimi olabilse de hastaların büyük bölümünde semptomlarda belirgin rahatlama görülür.
- Prostat ameliyatı: TURP veya diğer cerrahi yöntemlerde, büyük oranda kalıcı rahatlama ve daha belirgin iyileşme gözlenir. Ancak bunun yanında cerrahiye bağlı riskler de daha fazladır.
Prostat ameliyatı büyümüş bir ağacın dallarını kesip atmaya benzerken, prostat embolizasyonu ağacın su kaynağını biraz kısarak zaman içinde dalların küçülmesini sağlamaya benzer. Her iki yöntem de “ağacın gölgesini azaltmayı” (yani prostatın yarattığı tıkanıklığı gidermeyi) amaçlar. Ancak yöntemleri, ihtiyaçlar ve risk profiliniz doğrultusunda hekimle birlikte değerlendirmek önemlidir.
Prostat Embolizasyonu, Prostat Ameliyatına Göre Daha Az İnvaziv Bir Seçenek Midir?
Prostat büyümesi tedavisinde birçok erkek, ameliyat denince ister istemez tedirgin olur. Bu tedirginlik genelde “Vücudum kesilecek mi?”, “Ne kadar kanama olacak?”, “Ne kadar süre hastanede yatacağım?” gibi soruları da beraberinde getirir. İşte prostat embolizasyonu, tam da bu noktada hastaların yüreğine su serpebilecek bir yaklaşım sunar.
- İşlem Tekniği:
Prostat embolizasyonu, kasıktan (bazen de el bileğinden) minik bir kesiden girilen kateterle yapılır. Bu kateter prostatı besleyen damarlara ilerletilir ve ardından küçük tanecikler enjekte edilir. Prostat ameliyatlarında ise genellikle idrar kanalından aletle girilir veya karın bölgesinden kesi açılarak prostat dokusuna ulaşılır.
- Anestezi Durumu:
Prostat embolizasyonunda çoğunlukla lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) yeterli olur. Böylece genel anestezi risklerine maruz kalmazsınız. Ameliyatlarda, özellikle açık veya robotik cerrahilerde genel anestezi; TURP’ta ise spinal veya genel anestezi kullanılması yaygındır.
- Kan Kaybı:
Prostat ameliyatları, özellikle büyük prostat dokuları çıkarıldığında, kanama riski barındırır. Prostat embolizasyonunda ise damar içi müdahale söz konusu olduğu için kanama riski oldukça azdır. İşlem sonrası hafif bir morarma veya kısa süreli sızı dışında genellikle büyük komplikasyonlar gelişmez.
- Hastanede Kalış ve İyileşme:
Daha az invaziv olması, hastanede kalış süresini de kısaltır. Prostat amelizasyonu yapılan hastalar çoğu zaman aynı gün taburcu olabilir veya sadece bir gece hastanede kalabilir. Ameliyattan sonra ise birkaç gün hastane yatışı, idrar sondasıyla yaşama ve dikiş/pansuman süreci bekleyebilir.
- Yan Etki Profili:
Prostat embolizasyonunda, özellikle idrar kaçırma (inkontinans) veya cinsel işlev bozukluğu (erektil disfonksiyon) gibi korkulan yan etkilerle daha az karşılaşılır. Cerrahi yöntemlerde bu riskler biraz daha yüksektir.
Prostat Embolizasyonu, Prostat Ameliyatı Gibi Semptom Rahatlaması Sağlayabilir Mi?
En sık merak edilen konulardan biri de şudur: “Prostat embolizasyonu yaptırınca, ameliyat kadar rahatlar mıyım?” Aslında bu sorunun yanıtı hem “evet” hem de “kişisel farklılıklar olabilir” şeklindedir.
Etki Mekanizması:
- Prostat ameliyatı: Prostatın büyümüş dokusunu fiziksel olarak temizleyerek idrar kanalını açar. Bu bir tıkanıklığı direkt ortadan kaldırmak gibidir.
- Prostat embolizasyonu: Prostat dokusunun kan akışını kısıtlayarak, dokunun yavaş yavaş küçülmesini hedefler. Yani “ağaç dallarını” hemen kesmek yerine onların “beslenmesini” azaltmak söz konusudur.
Hızlı Rahatlama:
- Ameliyat: Özellikle TURP gibi yöntemlerde, ameliyat sonrası birkaç hafta içinde idrar akışında belirgin bir düzelme fark edebilirsiniz. Çünkü büyümüş dokunun büyük kısmı mekanik olarak çıkartılır.
- Embolizasyon: İşlem sonrası ilk haftalardan itibaren yavaş yavaş düzelme hissedilir. Tam anlamıyla rahatlama genellikle 1-2 ayı bulabilir, çünkü dokunun küçülmesi ve vücudun buna uyum sağlaması biraz zaman ister.
Uzun Süreli Sonuçlar:
- Ameliyat: TURP veya açık cerrahi genellikle uzun vadede kalıcı bir çözüm sunar. Ancak prostatın tekrar büyümesi veya ameliyatın tekrar gerekliliği de düşük de olsa ihtimal dahilindedir.
- Embolizasyon: Başarılı uygulandığında uzun vadede de etkili olabilir, fakat bazı hastalarda tekrar işlem gerekebileceği, yani damarlarda yeniden bir kanlanma veya başka yollarla prostatın büyümesi söz konusu olabilir.
Kişisel Değişkenlik:
- Prostat dokusunun yapısı, Ukişinin genel sağlık durumu prostatın kanlanma şekli ve boyutu gibi çok sayıda etken, sonuçları doğrudan etkiler. Bazı hastalarda embolizasyon neredeyse ameliyat kadar iyi sonuç verirken, bazılarında ise tam tersi olabilir.
Prostat Embolizasyonu ile Prostat Ameliyatının İyileşme Süreleri Nasıldır?
Tedavinin başarısı kadar, iyileşme süreci de hasta açısından büyük önem taşır. Çünkü sosyal hayata, işe veya günlük aktivitelere ne kadar sürede döneceğiniz yaşam konforunuzu etkiler.
Prostat Embolizasyonu Sonrası İyileşme:
- Genellikle lokal anestezi altında yapıldığı için işlemden birkaç saat sonra bile ayağa kalkabilir, hafif yürüyüş yapabilir ve yeme-içmenize devam edebilirsiniz.
- Çoğu hasta, 1-2 gün dinlendikten sonra işine veya sosyal faaliyetlerine geri dönebiliyor. Bazı hastalar işlem sonrası hafif pelvik ağrı, hafif yanma veya sık idrara çıkma gibi şikayetler yaşayabilir. Bu semptomlar da genellikle birkaç gün ya da en fazla bir hafta içinde azalır.
- Prostat dokusunun küçülmesi ve tam etki hissinin başlaması ise birkaç hafta ile birkaç ay sürebilir. Fakat günlük konfor, ameliyatlı bir hastaya kıyasla çok daha kısa sürede normale döner.
Prostat Ameliyatı Sonrası İyileşme:
- TURP gibi endoskopik yöntemlerde, genelde birkaç gün hastanede yatmak gerekebilir. Ayrıca işlem sonrasında genellikle idrar sondası takılı olur ve bu sonda birkaç gün kalabilir.
- Açık ya da robotik cerrahi sonrasında ise karında veya kasık bölgesinde bir kesi olduğu için dikiş bakımı ve dinlenme süresi uzayabilir. Bu dönemde ağır kaldırmamak, belirli egzersizlerden kaçınmak ve bazen de özel bir diyet uygulamak gerekebilir.
- İyileşme süreci genelde 2-6 hafta arasında değişebilir. Elbette her hastanın beden yapısı, varsa ek hastalıkları ve ameliyatın kapsamı bu süreyi etkiler.
Prostat Embolizasyonunun Riskleri, Prostat Ameliyatınınkilerle Nasıl Karşılaştırılır?
Hiçbir tıbbi işlem sıfır risk içermez. Ancak bazı yöntemlerde risk oranı daha düşük, bazılarında daha yüksek olabilir. Hem embolizasyon hem de ameliyat için olası riskleri göz önünde bulundurmak, bilinçli karar verme sürecinin önemli bir parçasıdır.
Prostat Embolizasyonunda Karşılaşılan Olası Sorunlar:
- Damarsal Komplikasyonlar: Kateterin yerleştirildiği damarda nadiren de olsa yaralanma, kanama veya pıhtı oluşumu ihtimali vardır.
- Non-hedef Embolizasyon: Çok düşük bir ihtimal olsa da prostat dışındaki dokuların embolize olması (yani yanlışlıkla kan akışının azaltılması) söz konusu olabilir. Bu durum bazen geçici yan etkilere yol açabilir.
- Ağrı ve Rahatsızlık: İşlem sonrası ilk günlerde pelvik bölgede ağrı, hafif kanama veya idrar yaparken rahatsızlık duyma hali görülebilir.
- Geç Dönem Tekrarlama: Bazı hastalarda prostatın tekrar büyümesi veya yeterince küçülmemesi mümkün olup ikinci bir tedavi gerekebilir.
Prostat Ameliyatındaki Olası Riskler:
- Kanama ve Enfeksiyon: Cerrahi müdahalenin doğal bir riski olarak kan kaybı, yara yeri enfeksiyonu veya idrar yolu enfeksiyonu görülebilir. Özellikle geniş dokuların çıkarıldığı durumlarda kanama riski artar.
- İdrar Kaçırma (İnkontinans): Ameliyat sonrasında geçici veya kalıcı idrar tutamama sorunu ortaya çıkabilir. Bu kişinin sosyal hayatını etkileyebilen önemli bir durumdur.
- Cinsel Fonksiyon Bozuklukları: Erektil disfonksiyon veya retrograd ejakülasyon (meni boşalmasının mesaneye doğru olması) meydana gelebilir. Bazı hastalarda bu durum kalıcı olabilir.
- Uzun İyileşme Süreci: Ameliyatın ardından hastanede kalış, sonda kullanımı, dikiş bakımı gibi faktörler yaşam kalitesini kısa vadede düşürebilir.
Prostat Embolizasyonunu Prostat Ameliyatına Tercih Eden İdeal Adaylar Kimlerdir?
Her tedavi yönteminde olduğu gibi, prostat embolizasyonu için de uygun hasta seçimi kritik önem taşır. Bazı hastalar için embolizasyon harika bir çözüm olabilirken, bazı hastalar için cerrahi daha doğru bir tercih olabilir.
- Ameliyat Riski Yüksek Hastalar:
Kalp, akciğer, böbrek gibi önemli organ hastalıkları olan ve genel anestezi alması veya büyük bir cerrahi işlemi kaldırması zor olan kişilerde, prostat embolizasyonu büyük avantaj sağlayabilir. Çünkü işlem lokal anestezi altında, nispeten daha düşük riskle yapılabilir.
- Kan Sulandırıcı İlaç Kullananlar:
Ameliyat sırasında kanama riski önemli ölçüde artar. Eğer hasta kan sulandırıcı ilaç kullanmak zorundaysa (örneğin kalp kapak protezi olanlar veya pıhtılaşma bozuklukları yaşayanlar), bu ilaçların kesilmesi büyük risk taşıyabilir. Embolizasyon, bu hastalar için daha güvenli bir seçenek olabilir.
- Orta ve Büyük Prostat Hacmine Sahip Hastalar:
Genel kanıya göre, prostat hacmi ne kadar büyükse embolizasyonun semptom rahatlatma etkisi de o kadar belirgin olabilir. Elbette bu mutlak bir kural değildir; fakat ameliyat edilemeyecek kadar büyük bir prostat veya cerrahi açıdan riskli bir durum söz konusuysa, embolizasyon ön plana çıkar.
- Cerrahiye Sıcak Bakmayan veya Korkan Hastalar:
Bazı erkekler, özellikle anesteziye veya cerrahi komplikasyonlara karşı yoğun kaygı duyabilir. Yaşam kalitesini iyileştirmek için ameliyat dışı çözümleri araştıran bu hastalar, doktor değerlendirmesi uygun görürse embolizasyon yaptırabilir.
- Geçici Çözüm Arayanlar:
Belli sebeplerle hemen ameliyata girmek istemeyen veya ameliyat öncesi rahatlama arayan hastalar, embolizasyonla belli bir dönem semptom kontrolü sağlayabilir. Ancak uzun vadede cerrahi gerekebileceği de akılda tutulmalıdır.
- Kontrendikasyonlar:
Prostat kanseri varlığı, aktif enfeksiyonlar, idrar yollarında taş veya çok büyük divertiküllerin olması gibi durumlar çoğu zaman embolizasyonun yapılmasını zorlaştırabilir. Hekimler gerekli tetkikleri yaparak hastanın bu işleme uygun olup olmadığına karar verir.
Prostat Embolizasyonu, Prostat Ameliyatı Gibi Uzun Süreli Sonuçlar Sunar Mı?
Pek çok erkek, bir tedaviye karar vermeden önce sonuçların ne kadar kalıcı olacağını öğrenmek ister. Özellikle prostat sorunlarında, “Bir kere tedavi oldum, sonra tekrar büyüme yapar mı?” kaygısı sıklıkla gündeme gelir.
Prostat embolizasyonu, doğru hasta seçimi ve başarılı bir teknikle uygulandığında, kısa vadede (%80’in üzerinde) ciddi bir semptom iyileşmesi sağlıyor. Çoğu hasta, işlemden sonraki ilk birkaç ay içinde idrar yapma sıklığında ve akış gücünde belirgin iyileşme fark ediyor. Orta vadede (1-2 yıl) de bu sonuçlar büyük ölçüde korunabiliyor.
Yapılan araştırmalar, bazı hastalarda 3-5 yıl sonrasında da tatmin edici sonuçların devam ettiğini gösteriyor. Ancak tekrarlayan büyüme veya semptom geri dönüşü görüldüğünde, ikinci bir embolizasyon ya da farklı bir yaklaşım (ilaç, ameliyat vb.) gündeme gelebilir. Bazı çalışmalarda 5 yılın sonunda yeniden tedavi gereksinimi %20’ye kadar çıkabiliyor.
TURP gibi yöntemlerde prostatın büyümüş iç dokusu çıkarıldığı için, uzun vadede nüks oranı daha düşüktür. Özellikle 10 yıla varan takiplerde ameliyatın avantajlı olduğu söylenebilir. Öte yandan ameliyatın risk profili de daha yüksektir.
Prostatın başlangıç boyutu, hastanın yaşı, genel sağlığı ve işlem sonrasındaki yaşam tarzı (beslenme, ilaç kullanımı, düzenli kontroller) gibi faktörler uzun vadeli başarıyı doğrudan etkiler.
Ameliyat, tıkanmış boruyu kesip içindeki tıkanıklığı alarak boruyu genişletmek gibidir. Bu belki de çok uzun süreli bir rahatlama sunar. Embolizasyon ise su akışını kısıp borunun iç basıncını azaltarak tıkanıklığı hafifletir. Boru zaten genişliyorsa daha az büyümeye meyilli olabilir ancak yıllar içinde tekrar “basıncın artması” veya farklı “çevresel faktörler” sorunların geri gelmesine neden olabilir. Dolayısıyla prostat embolizasyonu, çoğu zaman uzun vadede tatmin edici olsa da ameliyata kıyasla nüks riski daha yüksek bulunabilir. Yine de bu durumu “kesin” olarak söylemek zordur; her hastanın durumu farklı değerlendirilmeli ve düzenli kontrol gereklidir.
Prostat Embolizasyonu veya Prostat Ameliyatına Özgü Yan Etkiler Var mıdır?
Her iki tedavi yönteminin de kendine özgü yan etkileri ve komplikasyonları mevcuttur. Bunları bilmek, beklenmeyen durumlar ortaya çıktığında paniğe kapılmamak açısından önemlidir.
Prostat Embolizasyonunun Kendine Özgü Yan Etkileri:
- Geçici Pelvik Ağrı ve Rahatsızlık: Embolizasyon sonrasında kasık ve alt karın bölgesinde kramp benzeri ağrılar olabilir. Genelde ağrı kesicilerle kontrol altına alınır ve birkaç gün içinde geçer.
- Idrarda veya Dışkıda Hafif Kan Görülmesi: Embolize edilen dokuların bir kısmının doğal yoldan atılması sırasında, idrarda veya dışkıda hafif kanama görülebilir. Genellikle kısa süreli ve geçicidir.
- Nadir Durumlar: Non-hedef embolizasyon (yanlış dokuların kan akışının kesilmesi), seminal veziküllerin etkilenmesi gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir ancak bunlar oldukça enderdir.
Prostat Ameliyatının Kendine Özgü Yan Etkileri:
- Retrograd Ejakülasyon: TURP dahil birçok prostat ameliyatında, meninin mesaneye doğru gitmesi (geri boşalma) sık görülen bir durumdur. Bu zararsız olsa da çocuk sahibi olmak isteyenler veya cinsel doyum açısından hassas olanlar için önemli olabilir.
- Erektil Disfonksiyon: Ameliyat sonrasında sertleşme sorunu ortaya çıkma ihtimali vardır. Bu risk yaş, ek hastalıklar ve cerrahi tekniğe göre değişir.
- İdrar Kaçırma: Nadiren kalıcı olabilse de özellikle ilk aylarda sonda sonrası ya da cerrahi bölgenin iyileşmesi sürecinde geçici idrar tutamama sorunları görülür.
Bu noktada hangisi daha az riskli sorusu akla gelebilir. Prostat embolizasyonu genelde daha az yan etki ve daha düşük komplikasyon oranlarıyla karşımıza çıkar, ama bazı hastalarda istenen oranda iyileşme sağlamayabilir. Prostat ameliyatı uzun süredir uygulanan ve genelde yüksek başarı oranına sahip bir yöntemdir; ancak invaziv bir girişim olması nedeniyle yan etki ve komplikasyon oranı görece yüksektir. Son karar, hastanın önceliklerine, korkularına, genel sağlık durumuna ve beklenen yarar/risk dengesine göre verilir.

Doç. Dr. Ömer Faruk Ateş, 1988 Amasya doğumludur. 2011 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olup, uzmanlığını 2016’da Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde tamamladı. 2019 yılına kadar aynı hastanede girişimsel radyoloji uzmanı olarak görev yaptı. Ardından Sakarya Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam etti. 2024 yılı itibarıyla Sakarya Adatıp Hastanesi’nde görev yapmakta; vasküler, nörovasküler, kardiyak MRG ve koroner BT anjiyografi alanlarında hizmet vermektedir.
