Girişimsel Ağrı Tedavisi

Girişimsel ağrı tedavisi, kronik ağrıların kontrolünde cerrahiye gerek kalmadan etkili sonuçlar sağlar. Görüntüleme rehberliğinde uygulanan bu yöntemlerde, sinir blokajı, radyofrekans ve nöroablasyon teknikleri kullanılabilir. Bu işlemler, ağrı kaynağını hedef alır.

Sinir blokajı tedavisi, özellikle bel, boyun ve eklem kaynaklı ağrılarda tercih edilir. İşlem sırasında özel ilaçlar veya radyofrekans enerjisi sinir uçlarına uygulanır. Böylece ağrı iletimi kesilir ve hasta uzun süreli rahatlama yaşar.

Girişimsel ağrı tedavileri, kanser ağrılarının kontrolünde de yaygın şekilde uygulanır. Özellikle omurilik çevresine yapılan girişimler, hastanın yaşam kalitesini artırır. Bu yöntemler, ilaç kullanımını azaltarak yan etkilerin önüne geçer.

Minimal invaziv teknikler sayesinde girişimsel ağrı tedavisi güvenli, tekrarlanabilir ve etkili bir çözüm sunar. Hastalar, kısa sürede günlük yaşamlarına dönebilir ve uzun vadeli ağrı kontrolü sağlanır.

Bel Ağrısı Tedavisi (Nokta Atışı)

Bel Ağrısı Tedavisi (Nokta Atışı) özelleştirilmiş yaklaşımlar kullanarak hastanın ağrı yönetimini iyileştirmeyi amaçlar. Bu yaklaşımlar hastanın yaşam kalitesini artırmak ve ağrıyı azaltmak için tasarlanmıştır. Özellikle bel ağrısı konusunda son bilimsel bulgulara dayanarak belirli tedaviler önerilir:

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Güçlendirilmiş Rahatlama:

• BDT psikolojik faktörlerin ağrı algısına etkisini azaltmak için kullanılır.
• Güçlendirilmiş Rahatlama kısa süreli bir terapi olup hızlı sonuçlar sunar.

Hedefli Manuel Terapi ve Egzersiz:

• Bu yöntem hastanın spesifik biyomekanik ve hareket işlev bozukluklarını ele alır.
• Kişiselleştirilmiş terapi ve egzersiz programları genelleştirilmiş tedavilere göre daha etkili sonuçlar sağlar.

Bağlamsal Faktörler ve Plasebo Etkileri:

• Tedavi ortamı ve hasta-sağlayıcı etkileşimleri tedavi etkinliğini artırmak için kullanılır.
• Psikolojik ve sosyal faktörlerin optimizasyonu plasebo etkisini maksimize eder.

Diz Ağrısı Tedavisi

Girişimsel Ağrı Tedavisi alt başlığı altında diz ağrısı için kullanılan dört önemli tedavi yöntemi bulunmaktadır. Her biri minimal invaziv yöntemlerle gerçekleştirilen bu tedaviler hastaların ağrılarını yönetmelerine yardımcı olur ve yaşam kalitelerini artırır.

• Geniküler Arter Embolizasyonu (GAE): Femoral artere yerleştirilen bir kateter vasıtasıyla diz eklemini besleyen arterlere küçük boncuklar enjekte edilir. Bu işlem dizdeki ağrı ve iltihabı azaltır.
• Trombositten Zengin Plazma (PRP) Enjeksiyonları: Hastanın kendi kanından elde edilen trombositler diz eklemine enjekte edilir. Trombositler iyileşmeyi teşvik eden büyüme faktörlerini serbest bırakır ve bu da ağrıyı azaltır ve eklem fonksiyonunu iyileştirir.
• Mezenkimal Kök Hücre (MSC) Tedavisi: Kemik iliği veya yağ dokusundan elde edilen kök hücreler hasarlı diz dokusunun yenilenmesine yardımcı olacak şekilde farklılaşır.
• Geniküler Sinir Radyofrekans Ablasyonu: Dizdeki ağrı sinyallerini ileten sinirler radyofrekans dalgaları ile uyuşturulur veya yok edilir.

Bu tedavi yöntemleri özellikle orta ila şiddetli diz osteoartriti olan ve cerrahi müdahale için uygun olmayan hastalar için tercih edilmektedir. Hızlı iyileşme süreçleri ve uzun süreli ağrı kontrolü sağlamaları bu yöntemleri öne çıkarır. Ancak her müdahalede olduğu gibi potansiyel riskler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Omuz Ağrısı Tedavisi

Girişimsel Ağrı Tedavisi omuz ağrısının yönetiminde etkili çözümler sunar. Özellikle rotator manşet yırtıkları ve donuk omuz gibi durumlar için geliştirilen yöntemler ağrıyı maksimum düzeyde kesmek ve iyileşme sürecini hızlandırmak için tasarlanmıştır.

Eklemiçi Enjeksiyonlar:

• Kortikosteroidler ağrı kesici ve iltihap azaltıcı özellikleri sayesinde öne çıkar. Altı ay kadar etkili olan bu enjeksiyonlar ağrı yönetiminde sıklıkla tercih edilir.
• Trombositten Zengin Plazma (PRP) hastanın kendi kanından elde edilen büyüme faktörlerini kullanır. Rotator manşet yaralanmalarında doku onarımını teşvik ederken uzun süreli ağrı kontrolü sağlar.
• Sodyum Hiyalüronat (SH) enjeksiyonları omuz osteoartritinde kullanılır ve eklem yağlamasını iyileştirerek ağrıyı azaltır.

Sinir blokajları da omuz ağrısının giderilmesinde kullanılan başka bir yöntemdir. Özellikle ameliyat sonrası ağrının kontrolünde etkilidir. İnterskalen Brakiyal Pleksus Bloğu (ISB) omuz operasyonlarından sonra etkili bir analjezi sağlar.

Tek doz ISB kısa süreli fakat güçlü ağrı kesici etki sunarken sürekli ISB ile ağrı kontrolü uzatılır ve opioid tüketimi azalır. Lipozomal Bupivakain (LB) ise omuz ameliyatları sonrasında uzun süreli ağrı kontrolü için idealdir. Yavaş salım özelliği ile analjezi süresini uzatır ve opioid ihtiyacını azaltır.

Son olarak kriyoneuroliz yöntemi kronik omuz ağrıları için umut vaad eden bir tekniktir. Ağrı sinyallerini geçici olarak kesmek için kullanılan bu yöntem diğer seçenekler yetersiz kaldığında tercih edilir.