Varis (tıp dilinde “variköz venler”), bacak toplardamarlarında gözlenen genişleme, uzama ve kıvrımlı hale gelme durumudur. Bu genişleme, çoğunlukla damar kapakçıklarının düzgün çalışmaması sonucu kanın geri kaçmasına (reflü) bağlanır. Halk arasında başlangıçta genellikle “görüntü bozukluğu” veya “ufak tefek ağrı, şişlik” olarak hafife alınabilir, ancak tedavi edilmediğinde kalıcı cilt değişikliklerinden bacak ülserlerine kadar ilerleyebilen ciddi sonuçlar doğurabilir.
Her ne kadar varis tedavisi için farklı branşların adı geçse de modern tıp uygulamalarında Girişimsel Radyoloji Uzmanları bu alanda büyük bir ilerleme kaydetmiş ve sundukları minimal invaziv tedavilerle ön plana çıkmıştır. Varisin nedenlerini ve hangi aşamada hangi tedavi yönteminin uygulanması gerektiğini çok yönlü değerlendiren, gelişmiş görüntüleme tekniklerini ustalıkla kullanan bu uzmanlar, son yıllarda varis yönetiminde sıkça tercih edilir hale gelmiştir.
Varis Nedir ve Neden Önemlidir?
Varis, bacaklardaki toplardamarların iç yapısında mevcut olan kapakçıkların işlevini kaybetmesi sonucu meydana gelir. Normalde bu kapakçıklar, kanın ayaklardan kalbe doğru tek yönlü akışını sağlar. Eğer kapakçıklar zayıflar veya bozulursa, yerçekiminin de etkisiyle kanın bir kısmı bacaklarda göllenir. Zamanla bu basınç damar duvarını esnetir ve cilt üzerinden kabarık bir şekilde görülen varisli damarları oluşturur.
Bu süreci, yüksek katlı bir apartmanda suyu çatı katına pompalayan bir hortumdaki geri kaçak problemine benzetebiliriz. Hortumdaki geri dönüş valfi arızalanırsa suyun bir kısmı geriye akar, basınç hortumu şişirir; sonunda hortum şekil bozukluğu yaşar, su dağıtımı aksar. Aynı şekilde, bacak toplardamarlarındaki basınç artışı da damarların yapısının bozulmasına yol açar.
Varisi sadece kozmetik bir sorun gibi görmek çok yanlıştır. Zira damar içindeki bu yüksek basınç, devam ettiği sürece şu sonuçlar doğabilir:
- Bacak Ağrısı ve Ağırlaşma Hissi: Gün sonunda belirginleşen, uzun süre ayakta kaldıkça artan ağrı ve yorgunluk hissi.
- Şişlik: Özellikle ayak bileği etrafında belirginleşen ödem.
- Cilt Değişiklikleri: Renk koyulaşması, kuruma, kaşıntı, egzama benzeri problemler.
- Yara (Venöz Ülser): Özellikle ayak bileği bölgesinde tedavisi zor, kronik yaralar.
- Kanama ve Pıhtı Oluşumu: Yüzeysel damarlarda pıhtı (tromboflebit) veya travma sonrası kanama gibi akut gelişmeler.
Tüm bu riskler nedeniyle, varise karşı erken dönemde önlem almak ve profesyonel destek almak büyük önem taşır.
Varis Belirtileri Nelerdir?
Varisli damarlarda en sık bildirilen belirtiler şunlardır:
- Gözle Görülür Damar Kabarıklığı: Bacakta mavi, mor ya da ten rengi kabarık damarların belirgin hale gelmesi.
- Ağrı ve Yanma Hissi: Gün içinde uzun süreli oturma veya ayakta durma sonrasında artabilen, yanma şeklinde tanımlanabilen ağrı.
- Gece Krampları: Özellikle baldır bölgesinde, bazen uykudan uyandıracak kadar rahatsız edici kasılmalar.
- Kaşıntı ve Ciltte Hassasiyet: Damarlar üzerinde veya çevresinde ortaya çıkan hafif kızarıklık, pullanma veya kaşınma isteği.
- Ödem (Şişlik): Akşam saatlerinde veya uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra ayak bileği ve baldırlarda belirginleşen şişlik.
Bu belirtiler artarak devam ettiğinde ciltte koyulaşma, kahverengimsi lekeler veya egzama tipi döküntüler görülebilir. Daha ileri aşamalarda deride incelme ve hatta ülserleşme (yara) meydana gelebilir. Yara açıldığında ise enfeksiyon riski yükselir, bacak ağrısı katlanarak artar. Görüldüğü gibi varisi göz ardı etmemek, gereken tetkik ve tedaviyi zamanında yaptırmak uzun vadede pek çok sorunu engelleyecektir.
Neden Girişimsel Radyoloji Uzmanına Başvurmalıyım?
Çok farklı yöntemlerle varise çözüm aramak mümkün olsa da Girişimsel Radyoloji Uzmanları, günümüzde en son teknolojileri kullanarak varis tedavisinde oldukça başarılı ve konforlu yöntemler sunmaktadır. Girişimsel radyologlar, damar anatomisini ileri görüntüleme teknikleriyle değerlendirip, minimal invaziv adı verilen “ameliyatsız” veya “kapalı” yöntemleri ustalıkla uygular. Bu uzmanlara başvurulmasının öne çıkan gerekçeleri:
- Gelişmiş Görüntüleme Kullanımı
Bu alandaki uzmanlar, Renkli Doppler Ultrason, BT (Bilgisayarlı Tomografi), MR (Manyetik Rezonans) gibi görüntüleme yöntemlerini kullanarak sorunun kaynağını detaylıca tespit eder. Nasıl ki bir binanın duvarlarındaki çatlakların yerini termal kamerayla belirleyip nokta atışı tamir etmek daha kolaysa, benzer şekilde bacak toplardamarlarındaki hasarlı bölgeler de girişimsel radyologlar tarafından bu teknolojiler sayesinde rahatlıkla ortaya konur.
- Minimal İnvaziv Teknikler
Geleneksel açık ameliyat yöntemlerinde geniş kesiler ve uzun iyileşme süreleri gerekebilir. Oysa girişimsel radyologlar, iğne deliğini andıran ufak giriş noktalarından kateterler (ince tüpler) yerleştirerek varisli damara ulaşır ve içeriden tedavi uygularlar. Bu sayede daha az ağrı, daha kısa iyileşme süresi ve yüksek hasta konforu söz konusu olur.
- Hızlı İyileşme
Minimal invaziv girişimler sonrasında çoğu hasta aynı gün evine dönebilir, işine ve günlük yaşamına hızlıca devam edebilir. Böylece hem zaman kaybı azalır hem de komplikasyon riski düşer.
- Kişiye Özel Yaklaşım
Her hastanın damar yapısı, varisin derecesi ve eşlik eden hastalıkları farklıdır. Girişimsel radyologlar, ileri tetkiklerle hangi damarların kapakçığında bozukluk olduğunu, hangi segmentlerin tedavi edilmesi gerektiğini netleştirerek her hastaya özel bir protokol belirler.
- Düşük Komplikasyon Oranı
Isı, kimyasal madde veya yapıştırıcı temelli birçok tedavi yöntemi uygulansa da hepsinin ortak noktası girişimsel radyolojik yaklaşım sayesinde komplikasyon oranlarının düşük olmasıdır. Tıpkı bir tünel kazma robotunun, hedef bölgeye en az zararla ulaşması gibi, burada da hedef sadece hastalıklı damara müdahale ederek çevre dokulara minimum zarar vermektir.
Girişimsel Radyoloji Uzmanları Varisi Nasıl Değerlendirir?
Varis şikâyetiyle gelen bir hastanın değerlendirilmesinde ilk adım, detaylı bir muayene ve görüntüleme tetkikleridir. Girişimsel radyologlar genellikle şu aşamaları uygular:
- Klinik Sorgulama ve Muayene
Hastanın belirtileri, ağrının hangi saatlerde arttığı, bacakta mevcut renk değişiklikleri veya daha önce yaşanmış pıhtı problemi gibi konular sorgulanır. Ardından gözle muayene yapılır; damarların görünümü, şişlik var mı yok mu, ciltte döküntü veya yara olup olmadığına bakılır.
- Renkli Doppler Ultrason
Bu aşama, varis değerlendirmesinde “olmazsa olmaz” bir tanı yöntemidir. Doppler ultrason sayesinde damarın çapı, kan akış yönü, kapakçıkların açıklığı ve kapak yetmezlik derecesi tespit edilir. Kan akımının hızı, damardaki geri kaçışın şiddeti ve yetersizlik noktası belirlenir.
Bu incelemeyi, binanın su tesisatını kamerayla izlemeye benzetmek mümkündür. Nerede sızıntı veya tıkanma var, hangi boru kırık, hepsi net şekilde ortaya konur. Ayrıca cilt altında gözle görünmeyen, fakat sorunun esas kaynağı olabilen damarlar da tespit edilebilir.
- Tetkiklerin Yorumlanması ve Tedavi Planı
Elde edilen veriler ışığında, hangi damarın tedavi edileceği, ne tür bir yöntemle müdahale edileceği ve ilave olarak hangi destekleyici önlemlerin alınacağı belirlenir. Bazen çok genişlemiş birkaç ana dal tedavi edilirken, tamamlayıcı olarak daha küçük yan dallara da müdahalede bulunmak gerekebilir.
Burada hedef, sorunun kaynağını (özellikle safen venler gibi büyük damar segmentlerini) çözmektir. Bu segmentler tedavi edilmeden sadece yüzeysel ya da kılcal damarlara yapılacak uygulamalar, problemi kısa sürede tekrarlatabilir.
- Hastayı Bilgilendirme ve Karar Süreci
Tedavi seçenekleri, başarı oranları ve olası riskler detaylıca anlatılır. Hangi yöntemde ne kadar iyileşme süresi gerektiği, işlemin ardından neler beklenebileceği açıklanır. Bu noktada hastanın beklentilerini anlamak, örneğin kozmetik kaygı mı yoksa ağrı-şişlik gibi fonksiyonel sıkıntılar mı ön planda, önemli bir rehber olur.
Bu aşamalar tamamlandığında girişimsel radyoloji uzmanı hem klinik hem de görüntüleme bilgilerinin senteziyle bireye özel en doğru tedavi yöntemini belirler.
Girişimsel Radyolojide Kullanılan Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Girişimsel radyoloji uzmanlarının varis tedavisinde kullandığı birçok minimal invaziv yöntem vardır. Her bir yöntem varisin derecesine, hastanın genel durumuna ve damar yapısına göre tercih edilebilir. Aşağıda bu yöntemlerden en yaygın ve etkin olanları belirtilmiştir:
Endovenöz Isı Ablasyonu (Lazer veya Radyofrekans)
- Nasıl Uygulanır?
Damar içine çok ince bir kateter yerleştirilir. Bu kateter aracılığıyla lazer ışığı veya radyofrekans dalgaları kullanılarak damar içi ısıtılır. Isı, damarın iç çeperinde tahribat oluşturur ve damar kapanır.
- Avantajları Nelerdir?
Küçük bir iğne girişiyle yapılabilir, dikiş gerektirmez, hastanın aynı gün evine dönmesi çoğu zaman mümkündür. Kanama, enfeksiyon gibi komplikasyonlar oldukça düşük orandadır. Tıkalı bir boru hattını “yakarak” kullanım dışı bırakmak gibidir. Borunun işlev görmeyen kısmını sistemden ayırıp geri kalan kısımları daha verimli çalışır hale getirirsiniz.
Mekanokimyasal Ablasyon (MOCA)
- Nasıl Uygulanır?
Damara yerleştirilen özel bir kateter, damarın iç çeperini mekanik olarak “tırmalayarak” zedelerken eş zamanlı olarak bir sklerozan madde (kimyasal) enjekte edilir. Bu kombinasyon, damarın hızla kapanmasını sağlar.
- Ne Zaman Tercih Edilir?
Genellikle orta çaplı varislerde kullanılabilir. Isı temelli yöntemlerde oluşabilecek sinir hasarı veya termal yaralanma riskini azaltmak amacıyla uygulanır.
- Neden Etkilidir?
Damarın hem mekanik hem kimyasal yolla kapatılması başarı şansını artırır. Hastalar işlem sonrasında genellikle hafif ağrı dışında çok ciddi bir sıkıntı yaşamaz.
Köpük Skleroterapi
- Nasıl Uygulanır?
Sklerozan madde, hava veya karbondioksitle karıştırılarak köpük formuna getirilir. Bu köpük, ultrason eşliğinde varisli damara enjekte edilir. Köpük, damarın içindeki kanı iter ve damarın yüzeyiyle daha yoğun bir temas sağlayarak kapanmayı tetikler.
- Avantajları Nelerdir?
Özellikle orta ve küçük boyutlu varisler ile yan dalların tedavisinde etkilidir. Anestezi gerektirmeden, poliklinik şartlarında uygulanabilir.
- Ne Tür Hastalarda Daha Çok Kullanılır?
Genelde ana damar ablatif işlemleri (lazer, radyofrekans vb.) sonrasında kalan yan dalları veya tek başına daha küçük varisleri tedavi etmek için uygundur. Daha ileri vakalarda tek başına yeterli olmayabilir.
Yapıştırıcı (Cyanoacrylate) Yöntemi
- Nasıl Uygulanır?
Damar içerisine yapışkan bir polimer (genellikle tıbbi cyanoacrylate) verilir. Bu madde damarın iç çeperine yapışarak hızlıca kurur ve damarı kalıcı şekilde kapatır.
- Avantajları
Isı kullanılmadığı için termal hasar veya ek sıvı anestezi ihtiyacı daha azdır. Çorap kullanım süresi kısalabilir.
Neden Her Yerde Yaygın Değil?
Göreceli olarak yeni bir yöntem olduğu için bazı merkezlerde henüz rutine tam girmemiş olabilir, ancak yaygınlığı giderek artmaktadır.
Bu yöntemlerin tamamında ortak nokta, damarın hedef alınması ve normal dolaşımın korunmasıdır. Sağlıklı damar segmentleri bozulmadan bırakılır, sadece varisli kısım kapatılır veya devre dışı bırakılır. Böylece bacak kas pompası ve diğer damarlar sorunsuzca işlevini sürdürür.
Tedaviden Önce ve Sonra Nelere Dikkat Etmeliyim?
Bir girişimsel radyoloji uzmanına başvurup tedavi kararı aldıktan sonra, hastaların dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Bu önerilere uymak hem işlem sırasındaki konforunuzu hem de uzun vadeli sonuçları olumlu yönde etkileyecektir.
Tedavi Öncesi Dikkat Edilecekler
- Tetkiklerinizi Eksiksiz Yaptırın
Doppler ultrason başta olmak üzere, uzmanın talep ettiği tüm incelemeleri vaktinde yaptırın. Böylece varisin tam konumu ve boyutu hakkında net bilgi edinilir.
- Kullandığınız İlaçları ve Hastalıklarınızı Bildirin
Kan sulandırıcı, şeker veya tansiyon ilaçları gibi önemli medikal tedavileriniz varsa mutlaka paylaşın. Özellikle kanama riskini etkileyebilecek ilaçların kullanımında hekim kontrolü şarttır.
- Sigara ve Alkol Tüketimini Değerlendirin
Sigara, damar yapısını olumsuz etkileyen başlıca faktörlerden biridir. Tedavi öncesi dönemde sigarayı bırakmanız veya en azından azaltmanız iyileşme sürecine olumlu katkı sağlar.
- Rahat Kıyafetler Giyin
İşlem günü dar giysiler yerine bol ve rahat kıyafetler tercih edin. Çünkü bacaklarda bandaj veya çorap kullanmanız gerekebilir.
Tedavi Sonrası Dikkat Edilecekler
- Kompresyon Çorap Kullanımı
İşlemin tipine göre, belirli bir süre kompresyon çorabı giymeniz önerilebilir. Bu çoraplar, damarları dışarıdan destekleyerek tedavi başarısını artırır, ödemi azaltır.
- Hafif Yürüyüş ve Hareket
Genellikle işlemden hemen sonra kısa mesafeli yürüyüşler önerilir. Uzun süre yatakta kalmak yerine bacak kaslarını harekete geçirmek, kan dolaşımının düzenlenmesine yardımcı olur.
- Ağır Spor ve Zorlayıcı Aktivitelerden Kaçınma
İlk birkaç hafta boyunca yoğun egzersiz, ağır kaldırma veya uzun süreli ayakta kalma gibi faaliyetlerden uzak durmak gerekir. İyileşme tamamlandığında hekiminiz uygun gördüğü tempoda spora dönüşe izin verecektir.
- Bacak Bakımı ve Hijyen
İşlem bölgesini temiz tutmak, pansuman veya cilt bakım önerilerine uymak önemlidir. Eğer enjeksiyon noktalarında hafif morluk veya sertlik olursa endişelenmeyin; çoğu zaman bunlar geçicidir.
- Takip Randevularını Aksatmama
Tedaviden sonraki kontrol muayeneleri, işlemin başarısını değerlendirip olası nüks veya ek problemleri erken dönemde saptamak için kritiktir. Gerekirse ek skleroterapi seansları veya destekleyici yöntemler uygulanabilir.
Tedavi sonrasında yeniden varis oluşumu tamamen engellenemese de (genetik yatkınlık ve yaşam koşulları nedeniyle), girişimsel yöntemlerle tedavi görmüş hastalarda tekrarlama oranları son derece düşük düzeydedir. Ayrıca “oluşsa bile erken müdahaleyle durumu çok büyümeden çözmek” her zaman daha kolay olacaktır.
Varis Tedavisinde Ağrı veya Acı Hissi Olur mu?
Minimal invaziv yöntemler genellikle lokal anestezi altında veya hafif sedasyonla yapıldığı için işlem esnasında ciddi bir ağrı hissedilmez. İşlem sonrasında bazı hastalar hafif bir yanma ya da sızı hissi tarif edebilir; bu da basit ağrı kesicilerle kontrol edilebilir.
Girişimsel Radyoloji Uzmanına Gidebilmek İçin Sevk Gerekir mi?
Bu durum bulunulan ülkenin sağlık sistemi ve hastanın sigorta koşullarına göre değişebilir. Ancak çoğu zaman direkt başvuru yapılabilir. Kliniğe veya ilgili hastaneye ulaşarak randevu almanız yeterli olacaktır.
Hangi Yaş Grupları Girişimsel Yöntemlere Uygundur?
Yaş tek başına bir engel oluşturmaz. Önemli olan hastanın genel sağlık durumu varisin şiddeti ve cilt bütünlüğünün korunup korunmadığıdır. Genç hastalardan ileri yaştaki hastalara kadar geniş bir yelpazede başarıyla uygulanabilir.
Gebelikte Varis Tedavisi Mümkün müdür?
Gebelikte hormonal değişimler ve rahim baskısı nedeniyle varisler belirginleşebilir. Genellikle zorunlu kalınmadıkça bu dönemde girişimsel işlemler tercih edilmez, çünkü doğumdan sonra varislerde bir miktar gerileme görülebilir. Çok ciddi ağrı veya komplikasyon varsa, girişimsel radyoloji uzmanının değerlendirmesiyle karar verilir.
Tekrar Varis Oluşur mu?
Yeni varisler oluşabilir veya tedavi edilmeyen başka damar segmentlerinde sorun çıkabilir. Ancak kapatılan veya ablasyon uygulanan segmentlerde tekrarlama oranı oldukça düşüktür. Damar duvarı yeniden açılma eğiliminde değildir. Bu nedenle düzenli kontrol, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve gerektiğinde ek müdahalelerle bu risk oldukça minimize edilebilir.
Kompresyon Çorabını Ne Kadar Süre Kullanmalıyım?
İşlemden sonra genellikle bir ila üç hafta arası, bazen de daha uzun süre giyilmesi önerilir. Bu süre, tedavi yöntemine, hastanın bireysel iyileşme hızına ve hekimin protokolüne göre değişir.
Girişimsel Radyolojik Tedaviler Pahalı mıdır?
Maliyet, merkeze ve kullanılan malzemeye göre değişebilir. Bazı durumlarda varis tedavisi “kozmetik” kabul edilse de ciddi ağrı, ödem, cilt değişikliği gibi bulgular varsa, sigorta planlarının bir kısmı ücreti kısmen veya tamamen karşılayabilir. Bu konuda en doğru bilgiyi işlemi yapacak merkezden alınmalıdır.
Neden Girişimsel Radyoloji Uzmanları?
Varis tedavisinde gelişen teknolojiler, hastalara eskisine oranla çok daha konforlu, hızlı ve etkin çözümler sunmaktadır. Girişimsel radyoloji uzmanları, ileri görüntüleme tekniklerini kullanarak sorunun kaynağını hassas bir şekilde belirler ve damar içi minimal invaziv yöntemleriyle tedaviyi gerçekleştirir. Bu sayede:
- Uzun Kesiler veya Büyük Ameliyat İzleri olmadan,
- Hastanede Uzun Yatış Gerektirmeden,
- Hızlı İyileşme Süreciyle
- Düşük Komplikasyon Oranıyla
varis sorunundan kurtulmak mümkündür. Tıpkı binanızdaki hasarlı su borularını ustalıkla onaran bir ekibin, sadece sorunlu bölgeye müdahale etmesi gibi burada da damarlarınızın bozuk kapakçık bölgesi hedef alınır, diğer sağlıklı segmentlere dokunulmaz. Sonuçta bacağınızda hem dolaşım daha sağlıklı hale gelir hem de dış görünüm iyileşir.
Vücudunuzu bir bütün olarak düşündüğünüzde, alt ekstremitelerdeki (bacaklardaki) kan birikimi ve geri kaçışı sadece estetik sorun yaratmakla kalmaz, uzun vadede yaşam kalitenizi de düşürür. Girişimsel radyoloji uzmanının bakış açısı ise modern teknolojiyi, kapsamlı görüntüleme tekniklerini ve minimal invaziv tedavi becerilerini tek çatı altında toplayarak size son derece etkili ve güvenli bir tedavi sunar.
Unutulmamalıdır ki her tedavide olduğu gibi, varis tedavisinde de erken tanı ve müdahale çok önemlidir. “Biraz belirgin damarlarım var ama ağrım yok, nasıl olsa sıkıntı olmaz” diye düşündüğünüzde, ileride bacak ülserlerinden tromboflebite kadar uzanan daha zorlayıcı sorunlarla karşılaşma ihtimaliniz artar. Girişimsel radyoloji uzmanına danışarak, gerekirse küçük çaplı müdahalelerle büyük sorunların önüne geçmiş olursunuz.
Son olarak varis tekrar etme potansiyeli olan bir hastalıktır. Yani tek seferlik bir işlemle hayat boyu tamamen garantili şekilde ortadan kalkacağı söylenemez. Ancak doğru yöntemle yapılan tedavilerde tekrarlama oranı oldukça düşüktür. Ayrıca damarlara özen göstermenin (düzenli egzersiz, ideal kilo, uzun süre hareketsiz kalmama, sağlıklı beslenme vb.) genel damar sağlığı açısından da büyük faydası vardır. Bu açıdan bakıldığında, girişimsel radyoloji uzmanları hem tedavi sürecinin hem de sonrası dönemin planlanmasında değerli bir yol arkadaşı olacaktır.
Doç. Dr. Ömer Faruk Ateş, 1988 yılında Amasya’da doğdu. 2011 yılında Gazi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra 2016 yılının başında Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü’nden uzmanlık unvanını aldı. 2019 yılına kadar aynı hastanenin Girişimsel Radyoloji Kliniği’nde görev yaptıktan sonra Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev almaya başladı. Halen Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü’nde çalışmaktadır.