Varis muayenesi, toplardamar hastalıklarının doğru tanısı için yapılan temel değerlendirmedir. Muayenede hastanın şikâyetleri dinlenir, bacaklarda varislerin görünümü incelenir ve damar fonksiyonları girişimsel radyoloji yöntemleriyle detaylı analiz edilir.
Doppler ultrasonografi, varis muayenesinde en önemli tanı aracıdır. Bu yöntemle damar içi kan akımı değerlendirilir, kapakçık yetmezliği ve pıhtı varlığı tespit edilir. Elde edilen veriler, tedavi planının oluşturulmasında yol göstericidir.
Varis muayenesi sırasında hem kozmetik hem de fonksiyonel bulgular dikkate alınır. Şişlik, ağrı, kramplar ve cilt değişiklikleri detaylı biçimde değerlendirilir. Bu sayede doğru tanı konularak uygun tedavi seçeneği belirlenir.
Girişimsel radyoloji uzmanları tarafından yapılan varis muayenesi, kişiye özel tedavi planı hazırlanmasını sağlar. Böylece erken dönemde müdahale imkânı sunularak komplikasyonlar önlenir ve hastaların yaşam kalitesi artırılır.
Varis Nedir ve Neden Oluşur?
Varis, en basit anlatımla toplardamarların genişleyip kıvrımlar oluşturması ve fonksiyonunu tam yerine getirememesi durumudur. Damarlarımızın içinde, kanın kalbe doğru tek yönlü akışını sağlayan “kapakçık” adını verdiğimiz küçük yapılar vardır. Ne zaman ki bu kapakçıklar görevlerini tam olarak yapamaz, yani kanı yukarıya doğru yeterince etkili şekilde pompalayamazsa, kan bacaklarda göllenir. Zamanla damarlar genişler, duvarları incelir ve kıvrımlı bir görüntü alır. İşte bu tabloya “varis” denir.
Gözünüzde canlandırmak isterseniz, bahçe hortumunu düşünün. Hortumu büktüğünüzde suyun akışı zorlaşır, hortum içinde basınç artar ve şişkin noktalar oluşmaya başlar. İşte varisli damar da benzer bir “basınç artışı ve genişleme” sürecinden geçer.
Kimler Daha Fazla Risk Altındadır?
Genetik Yatkınlık: Aile büyüklerinde varis şikâyeti olanlarda risk artar.
- Uzun Süre Ayakta Durmak veya Oturmak: Hareketin kısıtlı olması, bacak kas pompasının yeterince çalışmamasına neden olur.
- Obezite: Fazla kilo, bacaklarda taşıma yükünü artırarak damar kapakçıklarını zorlar.
- Hormonel Değişiklikler: Özellikle hamilelik döneminde artan kan hacmi ve hormonal etkiler, varis gelişimini tetikleyebilir.
- Yaş: Damar yapıları zamanla yıpranır ve kapakçıklar zayıflayabilir.
Bu liste uzayabilir; ancak temel olarak damar kapakçıklarının sağlığını etkileyecek her durum varis oluşma riskini yükseltir.
Varis Muayenesi Neden Önemlidir?
Varis, her zaman sadece estetik bir sorun olarak kalmaz. Özellikle ilerleyen aşamalarda, bacaklarda ağrı, yanma, şişlik, gece krampları gibi hayat kalitesini ciddi anlamda etkileyen belirtiler verebilir. Ayrıca ciltte renk değişimleri, egzama benzeri kaşıntılar ve hatta ileri aşamada kronik yaralara (varis ülserleri) yol açabilir.
Gelin, muayenenin önemini birkaç örnekle düşünelim:
- Arabada Yolculuk: Diyelim ki uzun yol şoförüsünüz. Saatlerce oturuyorsunuz ve bacaklarınızı hareket ettirme şansınız pek yok. Varisiniz varsa, bacaklarınızdaki kan akışı yavaşlar ve şişlik, ağrı belirgin hale gelir. Eğer bu şikâyetleri göz ardı ederseniz, uzun vadede daha büyük sorunlar karşınıza çıkabilir.
- Gebelik Süreci: Hamilelikte artan kan hacmi ve karın içi basınç, varis riskini yükseltir. Bu dönemde oluşan varisler, doğum sonrası da devam edebilir. Muayene yapılmazsa ve varisin derecesi belirlenmezse, gerekli önlemler ve tedaviler gecikebilir.
- Genetik Miras: Ailenizde birçok kişide varis varsa, siz de “ailemde varis var, aman ben de dikkat edeyim” diyerek muayenenizi yaptırmalısınız. Erken teşhis ve alınacak önlemler ileride oluşabilecek ciddi damarsal problemleri büyük oranda engelleyebilir.
Varis Muayenesine Nasıl Hazırlanılır?
Varis muayenesi, genellikle ayakta dururken veya otururken gerçekleştirilen, gözlem ve bazı basit testlerle başlayan bir inceleme sürecidir. Peki, bu muayeneye giderken neler yapmak gerekir?
- Rahat Kıyafet Seçimi
Vücudun özellikle bacak kısmını kolayca ortaya çıkarabileceğiniz, bol kesimli kıyafetler tercih etmek önemlidir. Dar pantolonlar veya şekillendirici çoraplar giyerseniz, hekimin damarları incelemesi zorlaşabilir.
- Bacaklarınızdaki Kremleri Temizleyin
Eğer rutin olarak bacaklarınıza nemlendirici, masaj yağı ya da benzeri ürünler uyguluyorsanız, muayene günü bunları kullanmamaya özen gösterin. Çünkü bu tarz ürünler, özellikle ultrason başlığıyla yapılan incelemelerde cilt üzerinde kaymaya ve görüntüde bozulmaya neden olabilir.
- Daha Önceki Tetkiklerinizi Yanınızda Getirin
Daha önce varisle ilgili bir doktora görünmüş, ultrason çekilmiş veya tedavi görmüşseniz, bunların sonuçlarını sakladığınız belgeler de çok değerlidir. Bu belgeleri getirmeniz, hekimin durumunuzu karşılaştırmalı olarak değerlendirmesine yardımcı olur.
- Soru Listesi Oluşturun
Muayeneye giderken kafanıza takılan soruları bir kâğıda not etmek, sonrasında “bunu da sorsaydım” şeklinde pişmanlık yaşamamanızı sağlar. “Hangi tedavi yöntemleri var?”, “Gebe kalmayı düşünüyorum, ne yapmalıyım?”, “Uzun uçak yolculuklarında dikkat etmem gerekenler neler?” gibi sizi endişelendiren tüm konuları çekinmeden dile getirebilirsiniz.
- Aç veya Tok Olma Durumu
Genellikle varis muayenesi için aç kalmanız gerekmez. Ancak hekiminiz ek bir inceleme veya farklı bir test planladıysa, size özel talimatlar verebilir. Bunlara uymak yeterlidir.
Varis Muayenesi Nasıl Yapılır?
Varis muayenesi, kabaca iki aşamadan oluşur: Klinik değerlendirme (gözlem, palpasyon, bazı özel testler) ve gerekiyorsa Doppler ultrason gibi görüntüleme yöntemleri.
Gözlem ve Palpasyon
- Ayakta Durma İncelemesi: Genellikle hasta ayakta tutulur ve bacaklardaki yüzeysel damarlar gözlemlenir. Çoğu zaman varisli damarlar gözle görülür şekilde belirgindir. Bacaklarda renk değişikliği, ciltte incelme veya yara benzeri durumlar var mı diye bakılır.
- Palpasyon (Elle Muayene): Uzman, bacaklardaki damarların sertleşmiş, şiş veya sıcak olup olmadığına bakar. Eğer damar üzerinde sertlik ve ağrı hissediliyorsa, bu durum bir yüzeysel ven trombozunun işareti olabilir.
Özel Klinik Testler
Varis tanısında temel olarak kullanılan birkaç test bulunmaktadır. Bunların isimlerini duyunca gözünüz korkmasın; çoğu oldukça basittir ve hasta için herhangi bir acı veya rahatsızlık yaratmaz. Örneğin:
- Trendelenburg Testi: Bu testte bacaklar yukarı kaldırılır, damarlar boşaltılır ve uyluk seviyesinde bir turnike (lastik bandaj gibi düşünün) uygulanır. Ardından hasta ayağa kalkar ve toplardamarların dolma hızı izlenir. Bu şekilde damar kapakçıkları hakkında bilgi sahibi olunur.
- Perthes Testi: Bir başka turnike testi olup, bu sefer hastadan yürümesi istenir ve damarların boşalma veya dolma şekline bakılır. Eğer derin venlerde problem varsa, yüzeysel venler belirginleşir ve ağrı ortaya çıkabilir.
Bu testler, özellikle ileri görüntüleme cihazlarının olmadığı dönemlerde çok yaygın kullanılmıştır. Günümüzde hâlâ işe yarayan, pratik tanı yöntemleri olarak muayenede yer bulabilirler.
Doppler Ultrason Neden Önemlidir?
Vücudun işleyişini görmek için kulağınızı dayamak yerine, işin uzmanı bir aleti, yani ultrasonu devreye sokmak büyük kolaylıktır. Özellikle Doppler ultrason, damar içindeki kan akış yönünü, hızını ve var olan tıkanıklıkları ya da kapakçık problemlerini detaylı biçimde incelememize yarar.
- Nasıl Uygulanır?
Yatakta veya muayene masasında uygun pozisyonda uzanırsınız. Hekim, bacaklarınıza jelsi bir madde sürer ve ultrason probunu cilt üzerinde gezdirir. Ekranda damar yapınız ve kan akışınız izlenir.
- Ağrılı mıdır?
Kesinlikle hayır. Ultrason tamamen ağrısız ve zararsız bir yöntemdir. Röntgen gibi radyasyon da içermez.
- Neleri Gösterir?
Hangi damarların tıkanma riski taşıdığını, hangi kapakçıkların kaçırdığını, kan akışının normal seyredip seyretmediğini ve olası kan pıhtılarını saptamaya yardımcı olur.
Doppler ultrasonu bir nevi “nehir analizi” olarak düşünün. Nehrin akış hızı, yatağının genişliği, nehir setlerinin (kapakçıkların) sağlamlığı, suyun (kanın) geri kaçıp kaçmadığı hepsi bu incelemeyle netleştirilir. Böylece hangi bölgede set tamirine veya akış düzenlemesine ihtiyaç olduğu da anlaşılır.
Varis Muayenesinde Hangi Testler Uygulanır?
Yukarıda adları geçen Trendelenburg ve Perthes testlerine ek olarak muayenede birkaç basit inceleme veya test daha yapılabilir. Tabii günümüzde Doppler ultrason çoğu zaman bu testlerin yerini almıştır; ancak hangi yöntemle teşhis konulursa konulsun, sonuçta amaç değişmez: Damarsal problemin yeri, derecesi ve türü hakkında kesin bir sonuca varmak.
- Schwartz Testi
Hekim, varisli damarın alt kısmına hafifçe vurur ve üst kısımda bir titreşim (impuls) hissedip hissetmediğine bakar. Bu titreşim, damar içerisinde kapakçıkların yeterince çalışmadığını gösterebilir.
Cough Impulse Testi
Hasta öksürürken, hekimin elini varisli bölgeye koyarak damarlarda bir “geri tepme” hissi araması şeklinde özetlenebilir. Tıpkı bir balonun ağzını kısmen kapatıp hava üflediğinizde balonda hissedilen basınç gibi, burada da damarda artan basınç hissedilir.
- Ölçümler ve Damar Çapı Değerlendirmesi
Bazı merkezlerde, özellikle araştırma amaçlı veya tedavi öncesi/sonrası kıyaslama için, varisli damarların çapı ölçülür. Örneğin 3-4 mm kalınlığında olan küçük varislerle 7-8 mm veya daha kalınlaşmış büyük varisler farklı tedaviler gerektirebilir.
Varis Muayenesinde Derin Ven Trombozu (DVT) Nasıl Değerlendirilir?
Varis muayenesinin bir diğer önemli noktası, derin ven trombozu (DVT) riskini gözden kaçırmamaktır. Çünkü varis, yüzeysel toplardamar sistemine ait bir problem olsa da bazen derindeki damarlarımızda da pıhtı oluşumu gözlenebilir. Pıhtı (trombus) oluştuğunda, kan akışı ciddi şekilde engellenebilir ve bu durum bacak ağrısı, şişme, hatta akciğere pıhtı atması gibi hayati tehlike barındıran sorunlara kapı aralayabilir.
Belirtiler: Bacakta ani şişme, kızarıklık, ağrı, ısı artışı.
- Değerlendirme: Klinik muayenenin yanı sıra Doppler ultrason, D-dimer testleri gibi laboratuvar incelemeleriyle durum netleştirilir.
- Tedavinin Değişimi: Eğer DVT saptanırsa, genellikle kan sulandırıcı ilaçlar (antikoagülanlar) ön plana çıkar. Bu durumda varise yönelik estetik veya cerrahi işlemler ertelenebilir ya da farklı planlamalar yapılabilir.
DVT, dalgınlıkla göz ardı edildiğinde ciddi komplikasyonlara neden olabileceğinden, varis şüphesiyle bile olsa doktora gittiğinizde bacaklarınızdaki her türlü değişimi anlatmanız, “sadece yüzeysel varis” deyip geçmemeniz büyük önem taşır.
Muayene Sonrası Hangi Adımlar Atılır?
Varis muayenesi tamamlandıktan ve teşhis konulduktan sonra hekiminiz size birkaç farklı seçenek sunabilir. Elbette herkesin tedavi planı bireyseldir, ancak genel hatlarıyla adımlar şu şekilde gelişebilir:
Koruyucu veya Destekleyici Yöntemler
- Destek Çoraplar (Kompresyon Çorapları): Damarların dışarıdan desteklenmesini sağlar. Uzun uçuşlarda, masa başı işlerde veya gün boyu ayakta durmak zorunda kalanlarda oldukça etkilidir.
- Bacak Egzersizleri ve Hareket: Kan dolaşımını artıracak basit hareketler, merdiven kullanmak, kısa yürüyüşler yapmak gibi öneriler verilebilir.
- Kilo Kontrolü ve Diyet: Obezite varis oluşumunda büyük bir risk faktörüdür. Vücudunuzu gereksiz yükten kurtarmak damar sağlığını direkt olarak destekler.
Minimal İnvaziv Girişimler
- Sclerotherapy (Skleroterapi): Varisli damara özel bir solüsyon enjeksiyonudur. Bu solüsyon damar çeperinde reaksiyon oluşturarak damarın kapanmasını sağlar. Zaman içinde vücut bu kapalı damarı yok eder ve böylelikle varis kaybolur.
- Laser veya Radyofrekans Ablasyon: Damarın içine bir kateter yerleştirilir ve ısıyla damar kapatılır. Hastanede uzun süre kalmayı gerektirmeden, lokal anestezi altında uygulanabilen ve hızlı toparlanma sunan yöntemlerdir.
- Yapıştırıcı (Cyanoacrylate) Yöntemi: Özel bir tıbbi yapıştırıcı kullanarak damarı kapatma tekniğidir. Son dönemlerde popüler hale gelmiş ve başarılı sonuçlar elde edilen bir yöntemdir.
Cerrahi Yöntemler
- Stripping (Ven Çıkarma) Ameliyatı: Eğer damar çok genişlemiş ve kapakçıklar neredeyse tamamen işlevsiz hale gelmişse, cerrahi olarak damarın çıkarılması gerekebilir. Eskiden daha yaygın kullanılan bu yöntem günümüzde minimal invaziv tekniklerin gelişmesiyle biraz daha az tercih edilir hale gelmiştir.
- Ambulatuvar Flebektomi: Çok küçük kesilerle varisli damar segmentlerinin çıkarılması yöntemidir. Lokal anestezi altında yapılabilir, genelde aynı gün taburcu olunabilir.
Takip ve Kontroller
- İyileşme Süreci: Hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın, bir iyileşme ve takip dönemi vardır. Bu dönemde hekiminiz bacaklarınızın durumunu muayene eder, belki ek ultrasonlar isteyerek damarın durumuna bakar.
Uzun Dönem Öneriler: “Varis tedavisinden sonra bir daha hiç varis çıkmayacak” gibi bir garanti vermek çoğu zaman mümkün değildir. Yeni damarlar zaman içerisinde genişleyebilir. Bu nedenle egzersiz, sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durma ve gerektiğinde kompresyon çorabı kullanma gibi öneriler hayat boyu geçerlidir.
Varis Muayenesinde Ağrı veya Rahatsızlık Hissi Olur mu?
Birçok kişi, hastaneye gitmekten çekinir; çünkü acı çekmek veya konfor alanından çıkmak istemez. Neyse ki varis muayenesi genel olarak ağrısız bir süreçtir. Klasik elle muayenede ufak bir baskı veya turnike uygulaması hissedebilirsiniz, ama bu çoğunlukla hafif bir sıkma hissinden öteye geçmez. Doppler ultrason ise tam anlamıyla ağrısızdır. Cilt üzerine konan küçük bir ultrason probu ve soğuk bir jel dışında hissettiğiniz bir şey yoktur.
Ancak varisiniz çok ağrılı ve iltihaplıysa (tromboflebit gibi bir durumda), hekimin bastırdığı alanlarda hassasiyet ve hafif ağrı olabilir. Bu da muayene sırasında kısa süreli bir rahatsızlıktan ibarettir ve genellikle dayanılabilir düzeydedir.
Varis Muayenesi Ne Kadar Sürer?
Muayene süresi; hekimin tecrübesi, varisin yaygınlığı, ek testler yapılıp yapılmayacağı gibi faktörlere göre değişebilir. Genel olarak şunlar söylenebilir:
- Klinik Değerlendirme: 5-10 dakika arasında tamamlanır.
- Doppler Ultrason İncelemesi: Detaylı bir inceleme yapılıyorsa, her iki bacak için toplamda 15-30 dakika sürebilir.
- Özel Testler veya Ek Tetkikler: İhtiyaç durumuna bağlı olarak 5-10 dakika daha eklenebilir.
Yani tüm süreç ortalama 30-45 dakika içerisinde tamamlanır. Bazı durumlarda daha kısa, bazen de biraz daha uzun sürebilir.
Varis Muayenesinden Sonra Günlük Hayatta Nelere Dikkat Edilmeli?
Diyelim ki muayene oldunuz, hekiminizle tedavi planınızı oluşturdunuz. Peki, sonrasında günlük hayatta siz neler yapabilirsiniz?
- Düzenli Yürüyüş ve Egzersiz
Kan dolaşımını iyileştirmek için bacakları hareket ettirmek şarttır. Kısa ama sık yürüyüşler, asansör yerine merdiven kullanmak, masa başında uzun süre oturuyorsanız her saatte bir kalkıp esneme yapmak gibi basit önlemler işe yarar.
- Bacakları Yüksekte Tutmak
Eve geldiğinizde ayakları biraz yukarıda dinlendirmek, yer çekimine karşı bacaklarınızı rahatlatır. Özellikle bacaklarda ağrı veya şişlik hissediyorsanız, 15-20 dakika bacakları kalp seviyesinden yukarıda tutmak çok faydalı olur.
- Kompresyon Çorapları
Hekim önerisiyle verilen bu çoraplar, bacaklara dışarıdan kontrollü bir basınç uygular. Özellikle uzun uçak yolculuklarında, gün boyu ayakta kalma durumlarında ya da ameliyat sonrası süreçte giyilmesi tavsiye edilir.
- İdeal Kilo Koruma
Fazla kilolar hem varis oluşumunu tetikler hem de mevcut varislerin ilerlemesini hızlandırır. Dengeli beslenme ve yeterli sıvı alımıyla kilo kontrolü sağlanabilir.
- Düzenli Kontroller
Bir kez varis muayenesi yapıp “tamam, bitti” demek yerine, özellikle risk faktörleri devam ediyorsa belirli aralıklarla kontrole gitmek, varisin erken aşamada yakalanmasını sağlar.
“Benim Varislerim Çok İleri Seviyede, Yine de Muayene Olmalı mıyım?”
Bazıları, damarlarındaki şikâyet yıllardır devam ediyor olmasına rağmen, hastaneye gitmeye çekinir. Artık çok geç olduğunu veya “nasıl olsa geçmez” diyerek umutsuzluğa kapılabilir. Oysa damarsal problemlerde erken teşhis her zaman kıymetlidir, ancak ileri aşamalarda bile muayene olmak ve tedaviye başlamak büyük fark yaratabilir. Yara (ülser) oluşmuş bile olsa, çeşitli müdahalelerle yaraların iyileşmesi ve damarsal sorunların hafifletilmesi mümkündür.
Yani “Artık yapılacak bir şey yoktur” düşüncesi genellikle yanlıştır. Damar sağlığı, her yaşta ve her aşamada desteklenebilir. Böyle durumlarda belki klasik tedavi yöntemlerinin yanı sıra yara bakımı ve özel bandajlama gibi ek uygulamalar da gerekebilir.
Varis Muayenesi Hangi Branş Tarafından Yapılır?
Varis muayenesi denince akla genelde kalp-damar cerrahisi uzmanları gelir. Bununla birlikte bazı dermatoloji uzmanları da özellikle estetik varis tedavisi veya ciltteki örümcek damar (spider ven) şikâyetlerine yönelik işlemler yapar. Ancak esas olarak venöz sistem (toplardamar sistemi) sorunları kalp-damar cerrahisi uzmanlığının alanıdır. Muayene randevusu alırken bu branşı tercih etmek genellikle en mantıklı seçenektir.
Varis Muayenesinde Kullanılan Terimler Halkın Diliyle Nasıl Açıklanabilir?
- Reflü: Tıp literatüründe “geri akış” demektir. Damar kapakçığı kapanmayınca, kan bacaklardan kalbe doğru akacağı yerde tekrar geriye, ayaklara doğru kaçabilir.
- Kapakçık Yetmezliği (İnkompetans): Damarlarımızın içinde tek yönde kan akışını düzenleyen kapakçıkların yeterli fonksiyon görememesi durumu.
- Perforan Ven: Yüzeysel ve derin damarlar arasında bağlantı kuran küçük damarlar. Eğer bunlar yeterince sağlıklı değilse, basınç farkı yüzünden yüzeysel damarlar daha da genişleyebilir.
- Venöz Hipertansiyon: Damarın içindeki basıncın artması. Bu durum zamanla damar çeperinde gevşeme ve varis gelişimine yol açar.
Muayene Sonuçları Hangi Durumları Gösterir?
Varis muayenesinin sonucunda hekiminiz sizdeki varisin tipi ve derecesi hakkında net bir fikir sahibi olur. Kabaca şu kategorilerden bahsedilebilir:
- Kılcal (Spider) Varisler
Bunlar genellikle cilt yüzeyine çok yakın, ince damarların genişlemesiyle oluşur. Daha çok estetik şikâyete neden olurlar. Tedavileri genelde skleroterapi veya lazer gibi minimal invaziv uygulamalarla yapılır.
- Retiküler Varisler
Ciltte mavi-yeşil renkli, hafif belirginlikte damarlar şeklinde görülürler. Çoğunlukla yine skleroterapi ile tedavi edilirler.
- Büyük Varisli Damarlar
Bacakta bariz çıkıntı yapacak düzeyde genişlemiş damarlar söz konusudur. Burada artık kapakçık yetmezliği daha ciddidir. Tedavi seçenekleri arasında lazer, radyofrekans ablasyon, yapıştırıcı yöntem veya cerrahi metotlar bulunabilir.
- Komplike Varisler
Ciltte renk değişikliği, cilt altında sertlik, egzama benzeri lezyonlar veya bacak yaralarının eşlik ettiği durumlar söz konusudur. Burada tedavi süreci daha kapsamlıdır ve gerekirse yara bakımı, özel bandajlama, uzun süreli ilaç kullanımı da gündeme gelebilir.
Varis Muayenesinin Psikolojik Yönü Var mıdır?
Sağlık, sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik ve sosyal açıdan da değerlidir. Varis problemi yaşayan pek çok kişi, özellikle genç yaşlarda “bacaklarım çirkin görünüyor, etek giyemiyorum, plaja gidemiyorum” gibi düşüncelerle özgüven kaybı yaşayabilir. Bu durum kişinin sosyal hayatını ve psikolojisini olumsuz etkileyebilir.
Muayene, sadece fiziksel bulguların değerlendirildiği bir süreç değildir; aynı zamanda hastanın endişelerinin, beklentilerinin ve yaşam standartlarının da göz önünde bulundurulduğu bir diyalog sürecidir. Bazen basit bir bilgilendirme, hastanın korkularını gidermeye yeter. Özellikle genç hastalarda “varisim var, dışarı çıkmaya utanıyorum” gibi şikâyetler sık duyulur. Tedavi alternatiflerini ve destek çoraplarını öğrenmek, ileride nasıl bir yol izlenebileceğini görmek bu psikolojik yükü hafifletir.
Beslenme ve Varis Muayenesi Arasında Bir Bağ Var mı?
Beslenme, varis gelişimini doğrudan tetiklemese de dolaşımı iyileştiren veya kötüleştiren bir faktör olabilir. Muayenede hekimin sorduğu sorular arasında bazen hastanın beslenme düzeni de yer alır.
- Bol Lif Tüketimi: Kabızlık, karın içi basıncı artırarak varisleri kötüleştirebilir. Lifli gıdalar bağırsak hareketlerini düzenler.
- Yeterli Sıvı Alımı: Susuz kalan vücutta kanın akışkanlığı azalabilir. Bu da bacaklarda birikimi artırabilir.
- Tuz Kısıtlaması: Aşırı tuz tüketimi vücutta su tutulumunu artırarak bacaklardaki şişlik hissine katkıda bulunabilir.
Dolayısıyla varis muayenesinden sonra hekiminizin “biraz da beslenme düzenine dikkat etmelisin” şeklinde önerileri olursa, bunu ciddiye almak gerekir.
Uzun Yolculuklar ve Varis Muayenesi
Uzun süre uçakta, otobüste veya araba yolculuğunda oturmak, varis problemi yaşayanlar için riskli olabilir. Kan dolaşımı yavaşlar, bacaklarda ödem artar ve pıhtı oluşumu riski yükselir. Muayenede bu konu da konuşulabilir ve şu öneriler sıkça verilir:
- Ara Sıra Kalkıp Yürümek: Uzun uçuşlarda, en azından saatte bir kez yürümek ve bacak kaslarını çalıştırmak yararlıdır.
- Sık Su İçmek: Dehidrasyon riski azaltılır, kanın akışkanlığı korunur.
- Destek Çorap Kullanımı: Hem varisi engellemek hem de DVT riskini azaltmak için uzun yolculuklarda işe yarar.
Eğer yakın zamanda uzun bir seyahat planınız varsa, muayene sırasında bu bilgiyi paylaşmanız, hekimin buna uygun tavsiyeler vermesi açısından önemlidir.
Varis Muayenesi ve İş/Yaşam Dengesi
“Mesleğim gereği günde 8-10 saat ayakta duruyorum” veya “Ofiste tüm günü oturarak geçiriyorum” cümlelerini hepimiz duymuşuzdur. Bu kadar statik duruş, bacak damarları için ideal değildir. Varis muayenesinde, hekiminizin iş hayatınızı sorgulaması da bu yüzdendir. Çünkü tedavi planının yanı sıra:
- Ara Duruş Molaları: Çok ayakta duranlar için belirli aralıklarla oturup dinlenmek, çok oturanlar için de sık sık kalkıp hareket etmek.
- Bacak Egzersizleri: Topuğunuzu yukarı-aşağı hareket ettirmek, ayak bileğinizi dairesel çevirmek gibi mini egzersizler kan dolaşımını canlı tutar.
Yaşam tarzı ve iş koşulları düzeltilmediği takdirde, varise yönelik tedaviler geçici çözümler olarak kalabilir. Bu nedenle muayenede hayatın tüm dinamiklerini göz önüne almak gerekir.
Varis Muayenesi Sonrası Kontrol Süresi Ne Kadardır?
Varis tanısı konulup tedavi başlandıktan sonra, hekimin önerisine göre değişen aralıklarla kontrollere gitmek önemlidir. Örnek bir takvim şöyle olabilir:
- İlk Kontrol: Tedaviden birkaç hafta veya 1 ay sonra (skleroterapi veya lazer ablasyon yapıldıysa iyileşme gözlemlenir).
- İkinci Kontrol: 3-6 ay sonrasında.
- Yıllık Kontroller: Özellikle aile öyküsü olan veya yüksek riskli meslek gruplarında yılda bir kez Doppler ultrason ile takip yararlı olabilir.
Kontrole gitmek sadece mevcut durumun nasıl ilerlediğini değil yeni varislerin oluşup oluşmadığını da ortaya koyar. Unutmamak gerekir ki “erken yakalanmış varis”, tedavi başarısı yüksek olan varistir.
Özet ve Son Söz
Varis, damarlarda kanın geri kaçışı ve damar genişlemesiyle karakterize, bazen ağrılı, bazen yalnızca görüntü bozukluğuna neden olan ama aslında ciddi bir dolaşım problemi potansiyeli taşıyan bir durumdur. Varis muayenesi, bu problemin derecesini ve türünü belirleyerek en uygun tedavi yaklaşımına karar vermek için kilit bir adımdır.
- Ayakta durma veya uzun süre oturma gibi alışkanlıklarınızı gözden geçirin.
- Rahat kıyafetlerle muayeneye gidin, damarlarınızın incelenmesine engel olacak kremlerden uzak durun.
- Doppler ultrasonu bir “iç dünya haritası” gibi düşünün; damarlardaki tüm akış sorunlarını ortaya çıkarır.
- Tedavi seçenekleri oldukça çeşitlidir: Destek çoraplarından ameliyata kadar uzanan bir yelpaze.
- Yaşam tarzı düzenlemeleri (düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, kilo kontrolü) tedavinin başarısı için vazgeçilmezdir.
Damarlarımız, tüm vücudu besleyen kanın yoludur. Bu yollar ne kadar açık, kapakçıkları ne kadar sağlam, duvarları ne kadar esnek olursa; genel sağlığımız da o ölçüde iyi olur. Varis muayenesini, yaşadığınız belirtilere duyduğunuz bir saygı ve bedeninize verdiğiniz bir değer olarak görün. Atılacak bu adım, ileride daha büyük sorunların önüne geçmenin en etkili yoludur.

Doç. Dr. Ömer Faruk Ateş, 1988 Amasya doğumludur. 2011 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olup, uzmanlığını 2016’da Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde tamamladı. 2019 yılına kadar aynı hastanede girişimsel radyoloji uzmanı olarak görev yaptı. Ardından Sakarya Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam etti. 2024 yılı itibarıyla Sakarya Adatıp Hastanesi’nde görev yapmakta; vasküler, nörovasküler, kardiyak MRG ve koroner BT anjiyografi alanlarında hizmet vermektedir.
