Varis Nerelerde Olur?

Varis Nerelerde Olur

Varis (tıbbi adıyla “variköz ven”) denildiğinde çoğu kişinin aklına ilk olarak bacaklarında beliren genişlemiş, kıvrımlı ve bazen ağrılı damarlar gelir. Bu elbette yanlış bir düşünce değildir; zira en sık rastladığımız varis türleri alt ekstremitelerde, özellikle de bacaklarda ortaya çıkar. Ancak insan vücudunda damarların olduğu her yerde, çeşitli nedenlerle varis gelişmesi mümkündür. Bu durum; kollardan yüze, pelvik bölgeden sırta, hatta yemek borusuna kadar farklı alanları içerebilir.

Varis Nedir ve Neden Oluşur?

Varisler, damarların bütüncül yapısını koruyamaması sonucu ortaya çıkan genişleme, uzama ve kıvrımlı bir görünümle karakterize bir toplardamar hastalığıdır. Normal koşullarda toplardamarlar (venler), içerisinde kanın geri kaçmasına engel olan kapakçıklar barındırır. Bu kapakçıklar, kanın yerçekimine rağmen kalbe doğru tek yönlü akmasını sağlar. Ne var ki çeşitli faktörler – ki bunlara genetik miras, uzun süre ayakta kalma, obezite, hamilelik, hormonal dalgalanmalar ve hatta bazı dolaşım bozuklukları dâhil edilebilir – bu kapakçıkların bozulmasına yol açar. Kapakçıklar işlevini yeterince yerine getiremeyince, damar içinde basınç artar; zaman içinde bu basınç, damarın genişleyip belirginleşmesine ve kıvrımlı bir yol izlemesine sebep olur.

Bacaklarda varis oluşumunu, bir nevi evinizdeki su borularının alt kata yeterince hızlı su aktaramaması ve tazyikin artması sonucu boruların balonlaşması gibi düşünebilirsiniz. Bu benzetme, neticesi ciddi olabilen bir sürecin gündelik hayata uyarlanmış hâlidir ve anlaşılmasını kolaylaştırır.

Sadece Bacaklarda Mı Görülür?

Halk arasında varis çoğunlukla bacaklarla özdeşleştirilir. Doktorların genellikle karşılaştığı vakalarda da sorulan ilk soru, “Doktor Bey, varis sadece bacaklarda mı oluyor?” şeklindedir. Elbette ki bu yaygın bir kanıdır, zira en sık ve en belirgin bulguları bacaklarda görürüz. Ancak kan dolaşım sisteminin olduğu her yerde, çeşitli etkenlerle toplardamar duvarları ya da kapakçıkları zayıflayabilir. Bu durum beklenmedik bölgelerde de varis gelişmesine imkân tanır.

Kollarda Varis Gelişmesi Olasılığı Var Mı?

Kollar, vücudun alt ekstremitelere kıyasla daha az venöz basınca maruz kalan bölgeleridir. Yerçekimi etkisi, kollar için bacaklara nazaran görece daha az problem yaratır. Ancak bazı kişilerde kollarda da varis görmek mümkündür. Kollarda varis gelişimini, sıklıkla şu etkenler tetikleyebilir:

  • Genetik yatkınlık: Ailesinde varis öyküsü bulunanlarda, sadece bacak değil, kollar da dâhil olmak üzere atipik bölgelerde varis görülebilir.
  • Travma ya da cerrahi müdahale: Kol bölgesine alınan darbeler veya geçmişte yapılan operasyonlar (örneğin damar cerrahisi, damar yoluna uzun süreli kateter takılması, vb.) kol venlerinde yapısal değişikliğe sebep olarak kapakçıkların bozulmasına yol açabilir.
  • Venöz basınç artışı: Ender de olsa kolda kanın dönüşünü engelleyen tıkanıklık veya bası (örneğin torasik outlet sendromu gibi) söz konusu olduğunda, bu basınç artışı varisleşmeye neden olabilir.

Kollarındaki varisli damarların öyküsünü anlatan bazı hastalar, bunun zayıflığın veya aşırı spor yapmanın etkisi olduğunu düşünerek polikliniğe başvururlar. Aslında olay daha karmaşıktır: Bir damara dıştan yapılan baskı ya da içerideki kapakçık hasarı, orada kanın göllenmesine ve zamanla varis gelişmesine sebep olur.

Belirti ve Bulgular:

  • Gözle görülür şekilde kabarık, belirgin damarlar
  • Hafif ağrı veya sızı hissi
  • Yorgunluk ya da uyuşukluk (nadir)

Tanı ve Tedavi:

  • Fizik muayene en temel adımdır; hekim gözle değerlendirme yapar ve damarın dolgunluğunu, rengini inceler.
  • Renkli Doppler ultrason ile altta yatan venöz akış problemleri veya kapakçık yetersizlikleri tespit edilebilir.
  • Tedavi yaklaşımları; kolu dinlendirme, kompresyon giysileri, skleroterapi veya ciddi vakalarda cerrahi müdahaleleri kapsayabilir.

Yüzde Varis Oluşabilir mi?

Yüz bölgesindeki varisli görünümler çoğunlukla spider veins (örümcek damarlar) veya telangiectasia adıyla anılır. Her ne kadar “varis” kelimesiyle bacaklar akla gelse de yüz bölgesinde de ince ve kırmızı-mor renkte damar genişlemeleri sıkça görülür. Bunlar genellikle büyük bir sağlık sorunu olmaktan ziyade kozmetik bir endişe yaratır. Yine de kimi vakalarda yüzünde bariz damar genişlemeleri olan hastaların, altta yatan farklı bir damar hastalığı olasılığının ekarte edilmesi açısından değerlendirilmesi önemlidir.

Nedenleri:

  • Genetik faktörler: Aile öyküsü önemli rol oynar. Anne veya babada yüz damarları belirginse, çocuklarında da görülme olasılığı yüksektir.
  • Cilt yapısının ince olması: Cilt inceldikçe alttaki damarlar daha görünür hâle gelir.
  • Güneş hasarı: Uzun süreli ve aşırı güneş maruziyeti, ciltteki elastik liflere zarar vererek damarların belirginleşmesine sebep olabilir.
  • İlerleyen yaş: Zamanla cilt altı dokusu zayıflar ve damarlar yüzeyde daha görünür hale gelir.

Tedavi Yöntemleri:

  • Lazer tedavisi: Yüksek yoğunluklu ışık dalgalarıyla damarların hedeflenmesi ve kapatılması tekniğidir.
  • Skleroterapi: Yüz bölgesinde de ince iğnelerle damar içine sklerozan madde enjekte edilerek varisli damarların çökmesi sağlanabilir.
  • VeinWave, radyofrekans ablasyon gibi ek yöntemler: Çok yüzeyel ve küçük çaplı damarlar için uygulanabilir.

Pelvik Bölgede Varis Görülür mü?

Evet, pelvik bölgede de varis (pelvik konjesyon sendromu) görülmesi mümkündür ve özellikle kadınlarda bu durum oldukça sık ortaya çıkar. Bazı hastalar, “Pelvik bölgede varis mi olurmuş?” diye şaşkınlıkla yaklaşır; ancak anatomik açıdan bakıldığında, bacaklara kan taşıyan büyük toplardamarlar karın ve leğen kemiği bölgesinden geçerken çeşitli basınçlara, hormonal etkilere ve mekanik zorlanmalara maruz kalırlar. Hamilelikte artan rahim hacmi, hormonal dalgalanmalar ve ailevi yatkınlık gibi etkenler, bölgedeki damarların genişlemesine kapı aralayabilir.

Belirtiler:

  • Uzun süren, müphem pelvik ağrı
  • Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında rahatsızlık
  • Belirgin alt karın dolgunluğu veya bası hissi
  • Bazen bacaklarda veya genital bölgede ek varislerin oluşumu

Tanı Yöntemleri:

  • Fizik muayene: Pelvik ağrının kaynağını anlayabilmek için jinekolojik değerlendirme önemlidir.
  • Doppler ultrason: Özellikle transvajinal ultrasonla yumurtalık toplardamarlarındaki (ovaryan ven) genişleme ve kan akış geri dönüşü (reflü) izlenebilir.
  • MRI veya BT: Daha karmaşık vakalarda damarsal anomalileri ve anatomik detayları görüntülemede kullanılır.
  • Venografi: Kontrastlı röntgen yöntemi ile kesin kanıt elde edilebilir.

Tedavi ve Yönetim:

  • Yaşam tarzı değişiklikleri: Kilo kontrolü, egzersiz, uzun süre ayakta durmama
  • Medikal tedaviler: Venotonik ilaçlar
  • Embolizasyon: İnce bir kateterle genişlemiş damara ulaşarak kapatma işlemi yapmak, günümüzde oldukça etkili ve minimal invaziv bir yöntemdir.
  • Cerrahi: Diğer yöntemlerin yetersiz kaldığı ileri vakalarda uygulanabilir.

Pelvik bölgedeki varisler, tıpkı bir su deposunun etrafındaki ince boruların, depo tıka basa dolunca zorlanması gibidir. Depo (rahim, yumurtalıklar) büyüdükçe veya basınç arttıkça, çevredeki ince borular (venler) de şişer, genişler ve dolayısıyla varis görünümü kazanır.

Genital Bölgede Varis Oluşabilir mi?

Kadınlarda vulvar varisler olarak adlandırdığımız, erkeklerde ise skrotal varis (varikosel) şeklinde görülürler. Kadınlarda vulvar varisler genelde hamilelik döneminde veya pelvik konjesyon sendromu kapsamında ortaya çıkar. Erkeklerde ise skrotal varisler sıklıkla sol testisin venöz yapılarında izlenir ve zaman zaman kısırlıkla ilişkilendirilir.

Vulvar Varisler:

  • Sebepleri: Artan damar basıncı, özellikle gebelikte yükselen kan hacmi ve hormonal değişiklikler
  • Belirtiler: Vulvada şişlik, ağrı, dolgunluk hissi
  • Tanı: Genellikle görsel muayene ve Doppler ultrason yeterli olur
  • Tedavi: Kompresyon çorapları, skleroterapi, ileri vakalarda cerrahi ya da embolizasyon

Skrotal Varis (Varikosel):

  • Sebepleri: Spermatik korddaki toplardamarlarda kapakçık bozukluğu veya anatomik yatkınlık
  • Belirtiler: Skrotumda sızı, ağrı, bazen kısırlık (infertilite)
  • Tanı: Fizik muayene (özellikle Valsalva manevrası ile belirginleşir) ve Doppler ultrason
  • Tedavi: Gerekirse mikrocerrahi yöntemlerle toplardamarların bağlanması veya embolizasyon

Bunu da yine depodaki suyun çıkış yolundaki kapakların bozulmasına benzetebiliriz: Basınç arttıkça kapaklar işlevini yapamaz ve bölgede kan birikerek damarın genişlemesine neden olur.

Karın Bölgesinde Varis Görülebilir mi?

Bacaklardaki varis şikâyetinden yola çıkarak karın bölgesinde varis görülmeyeceğini düşünmek yaygın bir yanılsamadır. Oysa, abdominal varis olarak adlandırdığımız bir tablo mevcut olup karın duvarındaki yüzeyel damarların genişleyebildiğini biliyoruz. Ancak karın bölgesindeki varisler çoğu zaman karaciğer kaynaklı portal hipertansiyon gibi sistemik bir sorunun belirtisidir.

Neden Ortaya Çıkar?

  • Portal hipertansiyon: Karaciğer sirozu veya karaciğer damarlarında tıkanıklık nedeniyle portal ven basıncı artar. Kan, alternatif yollardan (kollateral dolaşım) akmak zorunda kalır. Bu kollateraller karın duvarına doğru yönlenebilir.
  • IVC (inferior vena kava) tıkanıklığı: Alt ana toplardamar tıkandığında vücuttaki kan akışı engellendiği için, karın duvarındaki yüzeyel damarlarda aşırı yüklenme yaşanır.
  • Derin ven trombozu (DVT): Bacak veya pelvik venlerde oluşan tıkanma, kanın yukarı çıkışına direnç oluşturarak karın duvarında yeni alternatif dolaşım yolları geliştirebilir.

Klinik Özellikler:

  • Karında, özellikle göbek çevresinde (bazı durumlarda “caput medusae” denilen) ışınsal şekilde dizilen belirgin damarlar
  • Karın duvarında ağrı veya basınç hissi (nadir)
  • Altta yatan karaciğer hastalığı bulguları (sarılık, asit gibi)

Tanı ve Tedavi:

  • Ultrason ve Doppler: Karın duvarındaki damar yapısını ve akış yönünü incelemede ilk basamaktır.
  • BT/MRI: Altta yatan anatomik bozuklukları göstermek için detaylı görüntüleme.
  • Tedavi Yaklaşımları: Öncelikle portal hipertansiyon veya IVC tıkanıklığı gibi ana nedene yönelik tedaviler yapılır. Gerekirse scleroterapi veya minimal invaziv girişimlerle bu yüzeyel varisler kapatılabilir.

Göğüs ve Meme Bölgesinde Varis Nasıl Anlaşılır?

Göğüs kafesi ve meme dokusu, daha az oranda venöz basınç değişkenliği yaşasa da özellikle hormonal değişiklikler veya genetik yatkınlık mevcutsa, bu bölgelerde de varis benzeri oluşumlar gözlenebilir. Bazı kadın hastalar, hamilelik veya emzirme sürecinde meme üzerinde belirgin damarlaşma olduğunu fark ederek paniğe kapılır. Çoğu zaman bu fizyolojik bir damar genişlemesidir; ancak kalıcı varisler de nadiren ortaya çıkabilir.

Risk Faktörleri:

  • Hormonal dalgalanmalar: Gebelik, emzirme, menopoz

Genetik yatkınlık

  • Cerrahi veya travma: Göğüs estetiği ameliyatları veya yaralanmalar
  • Yaşlanma: Cilt inceldikçe alttaki damarlar belirgin hâle gelebilir.

Belirtiler ve Yönetim:

  • Göğüs veya meme üzerinde mavimsi, kabarık damar görünümü
  • Hafif ağrı veya basınç hissi (nadiren)

Tedavi seçenekleri, tıpkı kollardaki veya bacaklardaki varisler gibi skleroterapi veya lazer tedavisi içerebilir. Gerek duyulduğunda cerrahi veya diğer minimal invaziv yöntemler de düşünülebilir.

Sırt veya Omurga Bölgesinde Varis Mümkün mü?

Çok ender rastlanan bir durum olmakla birlikte omurga bölgesindeki damarlarda da varisleşme görülebilir. Tıp literatüründe lumbal epidural varis olarak adlandırılan bu tablo bel ya da sırt ağrısı ve hatta siyatik benzeri şikâyetlere neden olabilir. Çünkü genişleyen epidural venler, omurilikten çıkan sinirlere bası yapabilir.

Nasıl Ortaya Çıkar?

  • İntraabdominal basınç artışı: Gebelik, karın içi kitleler veya ağır kaldırma gibi durumlar omurga çevresinde venöz basıncı artırabilir.
  • Damar kapakçık yetersizlikleri: Özellikle derin venlerdeki veya omurga etrafındaki plexuslardaki kapakçık bozulmaları.
  • Damar duvarı anomalileri: Bazı insanlar damar duvarlarının zayıflığına yatkın genetik özelliklere sahiptir.

Tanı ve Tedavi:

  • MRI: Sırt ağrısı veya bel ağrısı şikâyetiyle başvuran hastalarda, detaylı omurga görüntülemesi varislere işaret edebilir.
  • Cerrahi müdahale: Semptomatik ve sinir basısı yaratan vakalarda varisli damarların küçültülmesi veya çıkarılması gerekebilir. Bazı vakalarda endovasküler girişimler de yapılabilir.

Burada, hastaların bazen bel fıtığı zannettikleri durumların aslında epidural bölgedeki genişlemiş damarlar (varis) kaynaklı olduğunu belirtmekte fayda var. Tıpkı üst üste yığılmış odunlar arasına fazladan bir kalasın sıkıştırılması gibi, sinirin geçtiği kanaldaki genişlemiş damarlar siniri sıkıştırarak ağrı veya uyuşmaya yol açabiliyor.

Yemek Borusunda Varisler Nasıl Oluşur?

Özofagus varisleri adını verdiğimiz bu durum genellikle portal hipertansiyonun en bilinen komplikasyonlarından biridir. Karaciğer hastalıkları (özellikle siroz), portal ven basıncını artırır; bu basınç, kanın yemek borusunun alt kısımlarındaki toplardamarlara yönlendirilmesine sebep olur. Sonuç olarak o bölgedeki damarlar tıpkı su hortumunun fazla basınçla şişip balonlaşması gibi genişleyerek varis hâlini alırlar.

Önemli Nokta:

  • Özofagus varisleri, kanama riski en yüksek varis tiplerinden biridir. Şiddetli kanamalara neden olabilir ve bu kanamalar hayati tehlike oluşturur.

Belirtiler:

  • Genellikle belirti vermeden sinsi seyredebilir.
  • Yutma güçlüğü (daha nadir), mide ekşimesiyle karışan şikâyetler olabilir.
  • Ani ve ciddi kanama durumlarında kahve telvesi şeklinde kusma veya siyah dışkılama (melena) görülebilir.

Tanı ve Tedavi:

  • Endoskopi: Özofagus varislerini tespit etmede altın standarttır.
  • Beta-bloker ilaçlar: Portal basıncı azaltmak amacıyla kullanılır.
  • Endoskopik bant ligasyonu: Genişlemiş damarların boğularak kapatılması tekniğidir.
  • TIPS (Transjugular Intrahepatic Portosystemic Shunt): Portal basıncı azaltmak için karaciğer içinde portosistemik bir köprü oluşturulur.

Rektal Varisler Neden Ortaya Çıkar?

Rektal varisler, hemoroid ile sıkça karıştırılan, ancak ondan farklı patolojik mekanizmalara dayanabilen yapısal genişlemelerdir. Yine portal hipertansiyon vakalarında, kanın alt sindirim kanalında dolaşım yolu bulmaya çalışması nedeniyle rektumda varis meydana gelebilir. Hemoroid her ne kadar toplardamar genişlemesi olsa da genellikle portal sistemle ilişkili değildir; oysa rektal varisler direkt olarak portal sistemin yükünü hafifletmeye yönelik kaçış yollarından biridir.

Belirtiler:

  • Rektal bölgede kanama (parlak kırmızı veya koyu renkli kan)
  • Karın ve pelvis bölgesindeki dolgunluk hissi
  • Hemoroitten farklı olarak muayenede daha yukarıda konumlanmış venöz genişlemeler görülür

Teşhis ve Yönetim:

  • Endoskopik değerlendirme (rektoskopi/kolonoskopi)
  • Doppler ultrason, MRI veya BT ile detaylı inceleme
  • Medikal tedavi: Portal hipertansiyonun kontrol altına alınması
  • Endoskopik varis tedavileri: Band ligasyonu veya skleroterapi
  • BATO (Balloon-Occluded Antegrade Transvenous Obliteration) gibi girişimsel radyoloji prosedürleri, inatçı rektal varis kanamalarında etkili olabilir.

Burada da suyun önüne set çekilmesi ve setin üstünden aşarak farklı kanallara akması gibi bir benzetme yapılabilir. Portal damar havuzu dolunca, vücut rektal damarlara yönelerek fazla basıncı boşaltmaya çalışır.

Varislerin Ortaya Çıkmasını Kolaylaştıran Temel Risk Faktörleri Nelerdir?

Bahsettiğimiz bölgelerde varis gelişmesi için ortak bazı risk faktörleri sıralayabiliriz:

  • Aile öyküsü (Genetik yatkınlık)
  • Obezite
  • Uzun süre ayakta durmayı gerektiren meslekler (öğretmen, garson, cerrah vb.)
  • Hamilelik ve hormonal değişiklikler
  • İlerleyen yaş
  • Sigara kullanımı
  • Dolaşım bozuklukları, pıhtı oluşumuna yatkınlıklar (trombofili, protein C veya S eksikliği)
  • Alkol tüketimi (özellikle kronik alkolizm karaciğer fonksiyonlarını bozarak portal hipertansiyona zemin hazırlar)

Her ne kadar “bacak bacak üstüne atmak” veya “dar kıyafet giymek” varise neden olur gibi halk arasında inanışlar bulunsa da bunlar genellikle desteklenmeyen mitlerdir. Elbette, uzun süreli bası ve dolaşımın kısıtlanması istenmeyen bir durum olsa da tek başına varise yol açtığını söylemek güçtür.

Varis Tanısı Nasıl Konulur?

Farklı bölgelerdeki varislerin teşhisi, büyük oranda fizik muayene ve görüntüleme yöntemlerine dayanır. Bacak veya kol varisleri gibi yüzeyel olanlar genellikle görsel inspeksiyon ve palpasyonla belirlenebilir. Pelvik, genital veya iç organ varislerinde ise teşhis için daha ileri görüntüleme yöntemlerine gereksinim duyulur:

  • Doppler Ultrason: Kan akış yönü ve hızı, damarlardaki genişleme, kapakçık yetmezliği gibi detayları gösterir.
  • MR/BT Anjiyografi: Özellikle pelvik, karın içi veya sırt-omurga bölgelerindeki karmaşık damar yapılarını daha net görebilmek için kullanılır.
  • Endoskopi: Yemek borusu ve rektal varislerde, iç yüzeydeki damarların doğrudan görülebilmesi için altın standardı oluşturur.
  • Venografi: Daha ileri değerlendirme gerektiren ve cerrahi ya da girişimsel tedavi planlanan vakalarda, damarları kontrast maddeyle görüntülemek için başvurulan invaziv bir yöntemdir.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Varis tedavisi, hangi bölgede olduğuna ve ne kadar ilerlediğine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Genel prensip, altta yatan ana nedeni ortadan kaldırmak veya en azından kontrol altına almak ve varisin oluşturduğu yakınmaları hafifletmek üzerine kuruludur.

Konservatif Yaklaşımlar

  • Yaşam tarzı düzenlemeleri: Kilo verme, düzenli egzersiz, uzun süreli ayakta kalmaktan kaçınma, bacakları dinlendirme pozisyonunda tutma gibi.
  • Kompresyon ürünleri: Özellikle bacak varislerinde kullanılan varis çorapları, venöz dönüşü artırır ve semptomları azaltır.

İlaç Tedavisi

  • Venotonik ilaçlar: Damar duvarını güçlendirici ve kan akışını düzenleyici etkilere sahip ilaçlar (örneğin diosmin, hesperidin türevleri).
  • Beta-blokerlar: Özofagus varislerinde portal basıncı düşürmek için.

Girişimsel Radyolojik Yöntemler

  • Skleroterapi: Varisli damara sklerozan madde enjekte edilerek damar lumeninin kapanması sağlanır.
  • Endovenöz Lazer veya Radyofrekans Ablasyon: Özellikle bacak varislerinde yüz güldürücü sonuçlar verir.
  • Varis Embolizasyonu: Pelvik varisler, vulvar varisler veya testiküler varislerde (varikosel) kasıktan veya boyundan kateterle girilerek genişlemiş damarı kapatmak amacıyla coils, yapıştırıcılar veya sklerozan maddeler kullanılır.

Cerrahi Yaklaşımlar

  • Ligation ve Stripping: Özellikle bacak varislerinde klasik yöntemdir. Genişlemiş ve kapakçığı yetmezleşmiş damar segmenti bağlanır ve çıkarılır.
  • Mikrocerrahi: Skrotal varislerde (varikosel) kullanılabilir.
  • TIPS: Özofagus varislerinde portal basıncı azaltmak için karaciğer içi şant oluşturma yöntemi.

Hangi Bölgedeki Varis Daha Tehlikelidir?

“Tehlikeli” tanımlaması, genellikle oluşturduğu komplikasyonlarla ilişkilidir. Örneğin özofagus varisleri hayati risk taşıyan kanamalara neden olabilirken, bacak varisleri uzun dönemde ciltte renk değişikliği, egzama ve kronik venöz yetmezlik ülserleri gibi yaşam kalitesini düşüren durumlara yol açar. Rektal varis de şiddetli kanama yapabilir, ancak bu özofagustaki kadar sık değildir. Pelvik varisler yoğun pelvik ağrı ve yaşam konforunu bozarken, kollar veya yüzdeki varisler çoğunlukla kozmetik ve hafif rahatsızlık boyutunda kalır.

Sonuç itibarıyla, her varis tipinin kendine özgü riskleri vardır. Bu yüzden hastanın genel sağlık durumu altta yatan tıbbi problemler ve varisin derecesi göz önünde bulundurularak her vaka ayrı değerlendirilmelidir.

Tekrar Oluşmaması İçin Ne Yapılabilir?

Varis tedavisi sonrasında, maalesef tekrar görülme oranı tamamen sıfıra indirgenemez. Ancak bazı önlemlerle bu riski düşürebiliriz:

  • İdeal kilonun korunması
  • Düzenli egzersiz (özellikle yüzme, yürüyüş veya bisiklet gibi bacak kaslarını çalıştıran sporlar)
  • Sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınma
  • Beslenme düzenine dikkat etme (lifli gıdalar, bol sıvı alımı, gereksiz tuz kullanımından kaçınma)
  • Dolaşımı artıracak basit önlemler (örneğin uzun süre oturuyorsanız bacaklarınızı hareket ettirme, periyodik aralıklarla kısa yürüyüşler yapma)

Varisin tekrar etmesi, damarsal yapıda temel bir yatkınlığın varlığına işaret eder. Bu da aynı bölgede ya da farklı bir yerde yeni oluşumların ortaya çıkabileceğini gösterir. Yani “eskiden tedavi oldum, artık bitti” yaklaşımı ne yazık ki her zaman geçerli değildir. Doktor kontrollerinin düzenli yapılması ve koruyucu tedbirlerin aksatılmaması bu nedenle önemlidir.

Varis, yalnızca bacaklara has bir problem olmaktan çok daha fazlasıdır. Kimi zaman bir hastanın kolunda veya yüzde, kimi zaman pelvik veya karın bölgesinde, hatta yemek borusunda görülebilen bu damar genişlemeleri, farklı nedenlerle tetiklenir. Kimi zaman bir iç hastalığın belirtisi, kimi zaman sadece lokal bir toplardamarın yükünü taşıyamamasından ibaret bir sorun olabilir. İşte tam da bu nedenle vücudunda alışılmadık bir damar kabarması veya belirginliği hisseden kişilerin konuyu hafife almadan bir girişimsel radyoloğa danışması önemlidir.

Tedavi yaklaşımlarında “Kişiye Özel Çözüm” anlayışı çok kritiktir. Çünkü her varis aynı değildir; nedenleri farklı, vücuttaki konumu farklı, hastanın genel sağlık durumu farklı olabilir. Varis sadece bir estetik endişe değil, aynı zamanda yaşam kalitesini düşüren, bazen ciddi komplikasyonlar doğurabilen bir rahatsızlıktır. Dolayısıyla erken tanı ve uygun tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınması, gerekirse koruyucu önlemlerin ve periyodik kontrollerin aksatılmaması gerekir. Unutmayalım ki “varis” sadece bir semptom veya bölgesel bir sorun değil, vücudumuzun genel dolaşım sağlığının bize gönderdiği sinyallerden biridir. Bu sinyalleri dikkate alarak zamanında harekete geçmek, uzun vadede sağlığımızı koruma yolunda atılacak en doğru adımdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir