Omuz ağrılarında anjiyoembolizasyon, kronik ağrıların tedavisinde kullanılan yenilikçi girişimsel radyoloji yöntemlerinden biridir. Bu işlemde omuz eklemine ağrıya yol açan damarlar embolize edilerek kan akımı düzenlenir ve ağrı kontrol altına alınır.
İşlem anjiyo cihazı eşliğinde kateter yardımıyla gerçekleştirilir. Hedef damarlara ulaşılır ve özel embolik ajanlar verilerek sorunlu damarlar kapatılır. Lokal anestezi ile yapılan bu uygulama, cerrahi kesi gerektirmez ve hasta konforunu ön planda tutar.
Omuz ağrılarında anjiyoembolizasyon sonrası iyileşme süreci hızlıdır. Hastalar aynı gün taburcu edilir ve günlük aktivitelerine kısa sürede dönebilir. Tedavi sonrası ağrı seviyesinde kayda değer azalma sağlanır ve yaşam kalitesi belirgin şekilde artar.
Bu yöntem, özellikle uzun süren ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen omuz ağrılarında güvenli bir alternatif sunar. Girişimsel radyoloji teknikleriyle uygulanan embolizasyon, düşük risk profili ve kalıcı sonuçlarıyla dikkat çekmektedir.
Omuz Ağrısının Yaygınlığı ve Etkileri Nelerdir?
Omuz ağrısı dünya çapında yetişkin nüfusu etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Global araştırmalar yetişkinlerin yüzde yediden yirmi altıya kadarının herhangi bir zaman diliminde omuz ağrısı çektiğini ortaya koymaktadır. Yaşam boyu yaygınlık oranı ise yüzde altmış yediye ulaşabilmektedir. Özellikle yaş ilerledikçe omuz ağrısına rastlanma sıklığı artmakta altmış ile altmış dokuz yaş aralığında yüzde otuza seksen yaş ve üzerindeki bireylerde ise yüzde atmış beşe kadar çıkmaktadır.
Rotator manşet yaralanmaları ve yapışık kapsülit ağrının en yaygın nedenleridir.
- Rotator manşet yaralanmaları özellikle yaşlılarda ve sporcularda sık görülür.
- Yapışık kapsülit elli ve altmış yaşlarındaki insanların yüzde sekiz ila onunu etkiler.
Bu sağlık sorunları günlük yaşam üzerinde önemli etkilere sahiptir. Omuz ağrısı olan bireyler genellikle günlük faaliyetlerde özellikle giyinme ve kişisel bakım gibi temel işlerde zorluk yaşar. Ayrıca bu durumdan etkilenenlerin yüzde altmışı günlük görevlerini yerine getirmede yüzde kırk dört buçuk kadarı ise işlerinde fiziksel sınırlamalarla karşılaşmaktadır.
Anjiyoembolizasyon Nedir ve Nasıl Çalışır?
Anjiyoembolizasyon vasküler yaralanmaların ve anormal damar yapılarının yönetiminde kullanılan bir tekniktir. Prosedür özellikle erişilmesi zor olan iç kanamaları kontrol altına almak için değerlidir. Girişimsel radyoloji alanında real-time görüntüleme teknikleri eşliğinde uygulanır. Bu işlem sırasında bir kateter vasküler sistem üzerinden ilgili bölgeye yönlendirilir. Etkilenen damarları tıkamak için çeşitli embolik ajanlar kullanılır:
- Metalik spiraller
- Jelatin köpük
- Sıvı yapıştırıcılar
- Sklerozan ajanlar
Bu ajanlar damar içindeki kan akışını bloke ederek hem kanamayı durdurur hem de gelecekteki kanamaları önler. Yöntem özellikle travma sonucu ortaya çıkan pelvik kırıklar ve karaciğer ya da dalak yaralanmaları gibi acil müdahale gerektiren durumlarda sıklıkla tercih edilir. Ayrıca anevrizmalar ve arteriovenöz malformasyonlar gibi durumların tedavisinde de etkilidir.
Tedavi Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Omuz ağrılarında anjiyoembolizasyon sonrası iyileşme süreci işlemin bitiminden sonra başlar ve hastanın durumuna göre değişkenlik gösterir. İlk saatlerde hastalar genellikle iyileşme odasında gözetim altında kalır. Bu süre zarfında doktorlar özellikle kateterin yerleştirildiği bölgedeki kanama riskini ve olası komplikasyonları yakından izler. Hastanın dinlenmesi bu aşamada oluşabilecek sorunları en aza indirmek için hayati önem taşır.
Yatak istirahati genellikle birkaç saat ile bir gün arasında değişir. İstirahat süresi embolizasyon yapılan bölgenin özelliğine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak doktor tarafından belirlenir. Bu süre zarfında hastanın hareket etmemesi kanamanın önlenmesi ve tedavi edici maddenin etkili bir şekilde stabil hale gelmesi için gereklidir.
Ağrı Yönetimi:
- Kateter giriş yerindeki hafif rahatsızlık için ağrı kesiciler verilir.
- Hastanın ağrı düzeyine göre ilaç dozajı ayarlanır.
Diyet:
- Hastalar genellikle normal diyetlerine devam ederler.
- Kontrast maddenin vücuttan atılmasına yardımcı olmak amacıyla bol sıvı tüketilmesi önerilir.
İlk birkaç gün içinde hastanın evdeki iyileşme süreci devam eder. Çoğu hasta işlemden sonra aynı gün veya ertesi gün evine dönebilir. Doktorun tavsiyesiyle normal aktivitelere yavaş yavaş dönüş başlar. Bu dönemde ağır kaldırmaktan ve yorucu aktivitelerden kaçınılması gereklidir. Ayrıca kateter giriş yerinde enfeksiyon belirtileri gibi komplikasyonlar açısından dikkatli olunmalıdır.
Sonraki haftalarda iyileşme süreci devam ederken doktor kontrolleri önem kazanır. Bu randevularda embolizasyonun başarısı ve iyileşme süreci değerlendirilir. İlaç kullanımı ve yaşam tarzı değişiklikleri hastanın genel durumunu iyileştirmek ve komplikasyonları önlemek için önerilebilir.
Omuz Ağrısında Anjiyoembolizasyonun Olası Riskleri ve Yan Etkileri Nelerdir?
Omuz ağrısının tedavisinde kullanılan anjiyoembolizasyon minimal invaziv bir yöntemdir ve genellikle güvenli olarak kabul edilir. Prosedür sırasında küçük kan damarları hedef alınarak enflamasyon ve ağrı azaltılır. Bu yöntem cerrahiye bir alternatif olarak sunulur ve daha hızlı iyileşme süreci sunar. Ancak her tıbbi işlemde olduğu gibi anjiyoembolizasyon da bazı riskler ve yan etkiler içerir.
Sık Görülen Hafif Yan Etkiler:
- Embolizasyon bölgesi çevresindeki geçici cilt renk değişikliği
- Kateter giriş noktasında morarma veya kanama
- Ponksiyon bölgesindeki ağrı ve rahatsızlık
- Hafif ateş mide bulantısı ve yorgunluk gibi semptomlar içeren embolizasyon sonrası sendromu
Bu yan etkiler genellikle hafif seyreder ve kısa sürede iyileşme gösterir. İşlemin ardından hastalar birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebilirler.
Nadir Ancak Ciddi Komplikasyonlar:
- Ponksiyon bölgesinde enfeksiyon riski
- Damar hasarı ve buna bağlı kanama
- Embolik maddenin göçü sonucu sinir hasarı yumuşak doku nekrozu veya çok nadir durumlarda felç
Omuz Ağrısı Tedavisinde Anjiyoembolizasyon İçin İdeal Hasta Kimdir?
Anjiyoembolizasyon omuz ağrısı tedavisinde çeşitli hastalık durumlarında tercih edilen bir yöntemdir. Bu prosedür özellikle belirli hasta grupları için önerilmektedir. İdeal adaylar arasında kronik ağrı ve hareket kısıtlılığı yaşayanlar bulunur.
- Donmuş Omuz (Adheziv Kapsülit): Bu rahatsızlığı olan hastalar geleneksel tedavilere rağmen ağrı ve kısıtlılığın devam ettiği durumlarda bu işlemden fayda görebilirler.
- Kronik Tendinopati: Standart tedavilere yanıt vermeyen kronik omuz tendinopatileri olan bireyler için de uygundur.
Bu prosedür hedeflenen tedaviyle omuzda sürmekte olan inflamatuar süreci baskılamayı amaçlar. Hastalar genellikle kısa sürede ağrıda azalma ve hareket kabiliyetinde iyileşme hissederler. Anjiyoembolizasyon işlemi özellikle uzun süreli rahatsızlık yaşayan ve diğer tedavi yöntemlerinden istenilen sonucu alamayan hastalar için umut verici bir alternatif sunar. İşlem sonrası iyileşme süreci genellikle hızlıdır ve hastalar normal yaşam aktivitelerine dönüş yapabilirler.
Doç. Dr. Ömer Faruk Ateş, 1988 Amasya doğumludur. 2011 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olup, uzmanlığını 2016’da Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde tamamladı. 2019 yılına kadar aynı hastanede girişimsel radyoloji uzmanı olarak görev yaptı. Ardından Sakarya Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam etti. 2024 yılı itibarıyla Sakarya Adatıp Hastanesi’nde görev yapmakta; vasküler, nörovasküler, kardiyak MRG ve koroner BT anjiyografi alanlarında hizmet vermektedir.
