Karaciğer Tümör Ablasyonu

Karaciger Tumor Ablasyonu

Karaciğer tümörü ablasyonu termal enerji ile tümörleri yok etmeyi amaçlayan minimal invaziv bir tekniktir. Yaygın olarak kullanılan yöntemler arasında radyofrekans ablasyonu (RFA) mikrodalga ablasyonu (MWA) ve kriyoablasyon yer alır. RFA yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanarak tümörü ısıtarak yok eder. MWA ise elektromanyetik dalgalar ile aynı amaca ulaşır ve cerrahi müdahalenin mümkün olmadığı durumlarda tercih edilir. Genellikle 3 cm’den küçük tümörler için kullanılır ve embolizasyon gibi diğer tedavi yöntemleri ile kombine edilebilir. Cerrahi bir seçenek olmasa da ablasyon cerrahiye uygun olmayan hastalar için hayati önem taşır.

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *Karaciğer Tümör Ablasyonu hakkında size en iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Karaciğer Tümör Ablasyonu Nedir?

    Karaciğer tümör ablasyonu cerrahi bir işlem olmaksızın karaciğer tümörlerini hedef alan minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Bu işlem özellikle erken evre karaciğer kanseri olan ve ameliyatın mümkün olmadığı hastalar için önemli bir seçenek sunar. Tümör ablasyonu kanser hücrelerine enerji vererek veya onları dondurarak çalışır ve bu sayede sağlıklı dokulara zarar vermeden tümör hücrelerini yok eder. 4 ana teknikle uygulanır:

    • Radyo Frekans Ablasyonu (RFA)
    • Mikrodalga Ablasyonu (MWA)
    • Kriyoablasyon
    • İrreversible Elektroporez

    Karaciğer Tümör Ablasyonu Nasıl Çalışır?

    Karaciğer tümör ablasyonu çeşitli görüntüleme teknikleri rehberliğinde gerçekleştirilir ve tümörün hassas bir şekilde hedeflenmesini sağlar. İşlemde kullanılan başlıca görüntüleme yöntemleri ultrason bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) olarak öne çıkar. Ablasyon işlemi ablasyon probu adı verilen özel bir iğne benzeri cihazın cilt yoluyla tümör içine yerleştirilmesiyle başlar. Bu prob tümörün içine doğru bir şekilde konumlandırılırken çevredeki sağlıklı dokuların korunması amaçlanır.

    Ablasyon teknikleri çeşitli yöntemlerle kanserli hücreleri yok eder:

    • Radyo Frekans Ablasyonu (RFA)
    • Mikrodalga Ablasyonu (MWA)
    • Kriyoablasyon
    • İrreversible Elektroporez

    İşlem süresi tümörün boyutu ve konumuna bağlı olarak 30 dakika ile birkaç saat arasında değişir. Görüntüleme yöntemleri tedavi bölgesini izlemeyi ve çevre dokulara zarar vermemeyi sağlamak için işlem boyunca kullanılır. Genellikle daha hızlı iyileşme sağlar ve ayakta tedavi bazında uygulanır.

    Karaciğer Tümör Ablasyonu fiyat ve randevu bilgisi için iletişime geçin

    Karaciğer Tümör Ablasyonu İçin Kimler Uygundur?

    Karaciğer tümörü ablasyonu belirli hasta gruplarında etkili bir tedavi seçeneği olarak öne çıkar. Aşağıda ablasyon için en uygun hasta profilleri sıralanmıştır:

    • Küçük tümörlü hastalar: Bu yöntem çapı 3 cm’den küçük tümörler için en yüksek etkiyi gösterir. Ancak embolizasyon gibi diğer tedavilerle birlikte uygulandığında 5 cm’ye kadar olan tümörlerde de kullanılabilir. Genellikle erken evre hepatoselüler karsinom (HCC) ve kolorektal karaciğer metastazlarında (CRLM) etkili bir tedavi sağlar. 5 cm’den büyük tümörlerde ise tedavi başarısı düşük olduğundan ablasyon tercih edilmez.
    • Karaciğer fonksiyonları zayıf olan hastalar: Karaciğer fonksiyonu bozulmuş olan veya sirozlu hastalar ablasyondan fayda görebilecek önemli bir gruptur. Cerrahi müdahalenin büyük bir risk oluşturduğu bu hastalarda ablasyon sağlıklı karaciğer dokusunu mümkün olduğunca koruyarak lokalize tedavi sunar. Özellikle eşlik eden hastalıkları olan veya sınırlı karaciğer rezervine sahip olan hastalarda bu yöntem değerlidir.
    • Ameliyat edilemeyen hastalar: Kardiyovasküler problemler veya ileri seviye siroz gibi sağlık sorunları nedeniyle ameliyat için uygun olmayan hastalar ablasyondan yararlanabilecek diğer bir gruptur. Ablasyon bu hastalarda tümör büyümesini kontrol edebilmekte hatta bazı durumlarda tümör küçülmesine veya remisyona yol açabilmektedir.
    • Karaciğer metastazı olan hastalar: Cerrahi müdahale yapılamayan durumlarda ablasyon karaciğer metastazlarının tedavisinde de tercih edilebilir. Özellikle kolorektal kanser gibi karaciğere yayılma eğiliminde olan kanserlerde multidisipliner tedavi planının bir parçası olarak seçilmiş hastalarda kullanılır ve olumlu sonuçlar sağlayabilir.

    Karaciğer Tümör Ablasyonunun Farklı Türleri Nelerdir?

    Radyofrekans Ablasyonu (RFA) Mikrodalga Ablasyonu (MWA) ve Kriyoablasyon karaciğer tümörlerini hedef alan üç yaygın ablasyon tekniğidir. Her biri tümör hücrelerini farklı mekanizmalar ile yok etmeyi amaçlar ve hastanın klinik durumuna göre uygulanır.

    • Radyofrekans Ablasyonu (RFA)

    Bu yöntem yüksek frekanslı radyo dalgaları ile tümörü ısıtarak hücresel nekroza yol açar. Tümöre yerleştirilen bir prob üzerinden elektrik akımı geçerken hedef doku yaklaşık 60-100°C’ye kadar ısınır. Bu yöntem kan damarlarına yakın tümörlerde ısı dağılımının etkinliği azaltması nedeniyle sınırlıdır. Genellikle 3 cm’den küçük tümörler için uygundur ve cerrahi tedaviye uygun olmayan hepatoselüler karsinom (HCC) ve metastatik tümörlerde tercih edilir.

    • Mikrodalga Ablasyonu (MWA)

    RFA’ya benzer olarak ısı kullanır ancak elektromanyetik dalgalar aracılığıyla daha hızlı ve yüksek sıcaklıklara ulaşır. Bu teknik ısı emici etkiden daha az etkilendiği için kan damarlarının yakınındaki tümörler için daha uygundur. MWA daha büyük tümörler (yaklaşık 5 cm’ye kadar) için kullanılır ve işlem RFA’dan daha kısa sürede tamamlanır. Ayrıca ulaşılması zor tümörlerin tedavisinde daha yüksek başarı sağlar ve bazı karaciğer kanseri hastalarında daha iyi sonuçlara ulaşabilir.

    • Kriyoablasyon

    Diğer yöntemlerden farklı olarak tümörü dondurarak yok eder. Tümör içine bir veya daha fazla kriyoprob yerleştirilir ve argon veya nitrojen gazı yardımıyla doku -40°C’nin altına soğutulur. Bu donma ve çözülme döngüleri sırasında hücrelerde buz kristalleri oluşur ve hücre zarları bozulur bu da hücre ölümüne neden olur. Kriyoablasyon daha büyük ve düzensiz şekilli tümörlerin tedavisinde etkilidir. Ayrıca hassas yapıların yakınında bulunan tümörlerin daha kontrollü bir şekilde tedavi edilmesini sağlar ve ısı bazlı yöntemlerle tedavisi zor olan tümörlerde kullanılabilir.

    Karaciğer Tümör Ablasyonunun Faydaları ve Riskleri Nelerdir?

    Karaciğer tümör ablasyonu ameliyat olamayan hastalar için kritik faydalar ve bazı riskler barındırır. İlk olarak minimal invaziv bir işlem olması cerrahi müdahaleye kıyasla daha az travma yaratır. Tümör yok etmek için yalnızca küçük kesiler veya deliklerin açılması gerektiğinden iyileşme süresi oldukça kısadır. Hastalar genellikle bir gün içinde taburcu edilir ve bir hafta gibi kısa bir sürede günlük hayatlarına dönebilir. Ayrıca bu teknik ameliyat için uygun olmayan hastalara alternatif bir tedavi sunar. Erken evre karaciğer kanserlerinde küratif bir seçenek olabilir ve metastatik durumlarda tümör büyümesini kontrol altına alır.

    Ancak bu yöntemin bazı riskleri de bulunur. Enfeksiyon riski düşük de olsa işlem sırasında deri delindiğinden enfeksiyon oluşabilir. Ayrıca ablasyon işlemi sırasında kullanılan ısı veya soğukluk nadir de olsa çevredeki organlara zarar verebilir. Ablasyon sonrası sendrom bazı hastalarda grip benzeri semptomlara neden olabilir. Bunlara ek olarak nadir durumlarda kanama riski de vardır ve bu tür kanamalar ek tedavi gerektirebilir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Karaciğer tümör ablasyonu hangi yöntemlerle yapılır?

    Karaciğer tümör ablatif yöntemleri arasında radyo frekans ablasyonu (RFA), mikrodalga ablasyonu (MWA), kriyoablasyon, etanol ablasyonu, geri dönüştürülebilir elektroporasyon (IRE) ve histotripsi bulunmaktadır. RFA, yüksek frekanslı akımlar kullanarak kanser hücrelerini ısıtarak yok eder, hepatoselüler karsinom (HCC) hastalarında genel sağkalım oranları 53,2 ila 66 ay arasında değişirken, lokal nüks oranları %59,8 ile %63,1 arasındadır. MWA, elektromanyetik dalgalar kullanarak ısı üretir ve daha yüksek intratumoral sıcaklıklar ve daha hızlı ablasyon süreleri sağlar; HCC hastalarında genel sağkalım, 3 cm’den büyük tümörlerde 22 ay ile 3 cm veya daha küçük tümörlerde 50 ay arasında değişirken, lokal nüks oranları %5 ile %17,8 arasındadır. Kriyoablasyon, bir metal prob kullanarak tümörleri dondurur, etanol ablasyonu ise tümöre yoğunlaştırılmış alkol enjekte eder. IRE, termal olmayan bir tekniktir ve hücre zarlarında nanoporlar oluşturarak hücre ölümüne neden olur; yapılan çalışmalar, tümör ablasyonunda %94,87 başarı oranı, RFA ile karşılaştırıldığında ise %95,95 başarı oranı gösteriyor. Histotripsi, odaklanmış ultrason darbeleri kullanarak, ısı kullanmadan dokuya mekanik olarak zarar verir ve hassas ablasyon bölgeleri oluşturur; erken insan denemelerinde %96 teknik başarı oranı ve düşük yan etki oranları gözlemlenmiştir. Bu ablasyon teknikleri genellikle 3 cm’ye kadar olan tümörler için tercih edilir ve cerrahiden daha düşük bir tedavi şansı sunsa da cerrahi aday olmayan hastalar için faydalı olabilir.

    Radyofrekans ve mikrodalga ablasyon arasındaki farklar nelerdir?

    Radyo frekans ablasyonu (RFA) ve mikrodalga ablasyonu (MWA), karaciğer tümörlerini tedavi etmek için kullanılan iki termal ablasyon tekniğidir ve her birinin kendine özgü özellikleri vardır. RFA, iyonik titreşimler yoluyla ısı üretmek için alternatif akım kullanır ve bu da tümör hücrelerinde koagülasyon nekrozu oluşturur. MWA ise elektromanyetik mikrodalgalar kullanarak su moleküllerinin hızlı osilasyonunu sağlar, bu da ısı üretir ve tümör hücrelerinin ölümüne yol açar. MWA, RFA’ya kıyasla daha yüksek intratumoral sıcaklıklar ve daha büyük ablasyon hacimleri elde edebilir ve bu nedenle yakınındaki büyük kan damarlarının ısı çekme etkisinden daha az etkilenir. Bu avantaj, MWA’nın daha büyük tümörler veya büyük damarların yanında bulunan tümörler için daha etkili olmasını sağlar. Klinik çalışmalar, her iki tekniğin de karşılaştırılabilir genel sağkalım oranlarına ve komplikasyon profillerine sahip olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, bazı kanıtlar, MWA’nın hepatoselüler karsinom vakalarında RFA’ya kıyasla daha düşük lokal tümör prognozu oranları sunduğunu göstermektedir. RFA ile MWA arasındaki seçim, tümörün büyüklüğü, yeri ve hasta özellikleri gibi faktörler göz önünde bulundurularak bireyselleştirilmelidir.

    Ablasyon sonrası karaciğer fonksiyonları nasıl etkilenir?

    Karaciğer tümör ablasyonu sonrasında karaciğer fonksiyonları genellikle geçici değişiklikler gösterir. Radyofrekans ablasyonu (RFA) sonrasında karaciğer enzimleri, örneğin aspartat aminotransferaz (AST) ve alanin aminotransferaz (ALT), önemli ölçüde yükselebilir; AST, 14 kat kadar, ALT ise 10 kat kadar artabilir ve genellikle üç ay içinde normal seviyelere döner. Bilirubin seviyeleri de artabilir, özellikle tedavi sonrası safra kanalı değişiklikleri gelişen hastalarda; bir çalışmada, böyle vakaların %33’ünde altı ay sonunda bilirubin artışı gözlemlenmiştir. Ancak bu safra yolu değişiklikleri genellikle ek komplikasyonlara ya da siroz dekompansasyonuna yol açmaz. Genel olarak, karaciğer fonksiyon testleri ablasyon sonrası geçici yükselmeler gösterebilir, ancak uzun vadeli önemli bir bozulma olmaksızın zamanla normale döner.

    Karaciğer tümör ablasyonunun başarı oranı nedir?

    Karaciğer tümör ablasyonu teknikleri, örneğin radyo frekans ablasyonu (RFA) ve mikrodalga ablasyonu (MWA), yüksek teknik başarı oranlarına sahiptir; yapılan çalışmalarda irreversibl elektroporasyon (IRE) için %94,9 ve RFA için %96,0 başarı oranı rapor edilmiştir. Almanya ve Avusturya’da yapılan bir analizde, 7.228 karaciğer tümörü ablasyonunun genel teknik başarı oranı %91,8 olarak belirlenmiştir; burada MWA %93,9, RFA ise %87,3 başarı oranına sahiptir. Ancak bu başarı, tümörün boyutu, yeri ve kan damarlarına yakınlığı gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Ablasyon, 3 cm’den küçük tümörlerde en etkili sonuçları verir ve büyük kan damarlarına yakın olan tümörler için ısı yutma etkisi nedeniyle daha az etkili olabilir.

    Bu yöntem ameliyata alternatif midir?

    Karaciğer tümör ablasyonu, özellikle 3 cm’ye kadar olan tümörler için cerrahiye alternatif olarak kabul edilir. Yapılan çalışmalar, 3 cm’ye kadar olan tümörlerde ablasyonun cerrahiyle karşılaştırılabilir genel sağkalım oranları sağladığını göstermektedir. Daha büyük tümörlerde, özellikle 3 cm’den büyük olanlarda, cerrahi rezeksiyon genellikle ablasyona göre daha iyi uzun vadeli sonuçlar verir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir