Lenf nodu biyopsisi, lenf bezlerinden örnek alınarak mikroskop altında incelenmesini sağlayan girişimsel bir işlemdir. Bu yöntem, lenf düğümlerinde büyüme veya anormal görüntülerin nedenini ortaya koymak için uygulanır.
Ultrason rehberliğinde yapılan lenf nodu biyopsisi, işlem güvenliğini artırır. Hedeflenen bölgeden minimal invaziv yöntemle örnek alınır. Bu teknik, tanı koymada yüksek doğruluk sağlar ve hastaya konforlu bir süreç sunar.
Lenf nodu biyopsisi sonrası kanama veya enfeksiyon gelişebilir. Bu nedenle hastanın işlem sonrası dikkatle takip edilmesi önemlidir. Bölgesel şişlik, kızarıklık veya ağrı gibi bulgular görüldüğünde erken müdahale yapılmalıdır.
Elde edilen biyopsi örnekleri, lenf nodundaki hücresel yapıyı detaylı şekilde ortaya koyar. Bu bulgular, doğru tanı ve tedavi planlamasında belirleyici rol oynar ve girişimsel radyolojinin tanısal değerini güçlendirir.
Lenf Nodu Biyopsisi Neden Bu Kadar Önemlidir ve Vücudumuz İçin Ne İfade Eder?
Lenf nodları, ya da sıkça duyduğunuz adıyla lenf bezleri, vücudumuzun mikroplarla ve hastalıklarla savaşan bağışıklık sisteminin küçük ama çok önemli parçalarıdır. Vücudumuzun her yerine yayılmış bu minik yapılar bir nevi filtre görevi görür. Boynumuzda, koltuk altlarımızda, kasıklarımızda ve daha birçok yerde bulunurlar.
Vücudumuzda bir sorun olduğunda, örneğin bir enfeksiyon veya daha ciddi bir durum geliştiğinde, en yakındaki lenf nodları bu duruma tepki vererek şişebilir. Bu şişlik, aslında vücudunuzun size “burada bir şeyler oluyor” deme şeklidir. İşte lenf biyopsisi, bu “bir şeyler”in ne olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Özellikle kanser şüphesi varsa, lenf nodu biyopsisi hastalığın yayılıp yayılmadığını (metastaz yapıp yapmadığını) ve kanserin evresini belirlemede altın standarttır. Bu bilgiler tedavi planınızı doğrudan etkiler. Yani lenf bezi biyopsisi, sadece bir “test” olmanın ötesinde, sağlığınızla ilgili önemli kararların alınmasına ışık tutan bir işlemdir.
Hangi Durumlarda Bir Lenf Nodu Biyopsisi Düşünülmelidir?
Bir lenf nodu biyopsisi yapılıp yapılmayacağına karar verilirken çeşitli durumlar göz önünde bulundurulur. Özellikle aşağıdaki durumlarda biyopsi gerekli olabilir.
Eğer lenf nodlarınızda bir şişlik fark ettiyseniz ve bu şişlik;
- Belirgin bir neden olmadan ortaya çıktıysa,
- Giderek büyüyorsa,
- İki ila dört haftadan uzun süredir geçmiyorsa,
- Dokunulduğunda sert, lastik gibi veya hareketsiz hissediliyorsa,
- Ateş, gece terlemesi, beklenmedik kilo kaybı gibi belirtilerle birlikteyse (özellikle lenf bezi şişmesi durumlarında),
- Koltuk altı, boyun (boyun lenf nodu biyopsisi gerektirebilir) veya kasık gibi bölgelerde belirginse,
mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Bazen boğazdaki lenf bezi şişmesi gibi durumlar basit bir enfeksiyona bağlı olsa da uzayan veya şüpheli durumlarda biyopsi ile kesin nedenin araştırılması hayat kurtarıcı olabilir. Ayrıca kanser tanısı almış kişilerde hastalığın evresini belirlemek veya bazı enfeksiyon ya da iltihabi hastalıkların (tüberküloz, sarkoidoz gibi) tanısını kesinleştirmek için de lenf nodu biyopsisine başvurulur.
Uygulanan Başlıca Lenf Nodu Biyopsisi Yöntemleri Nelerdir?
Lenf nodu biyopsisinin birkaç farklı yöntemi vardır. Hangi yöntemin seçileceği, lenf nodunun yerine, büyüklüğüne ve şüphelenilen hastalığa göre değişir.
Temelde iki ana grup vardır.
- Açık Biyopsi: Cerrahın küçük bir kesi yaparak lenf nodunun bir kısmını veya tamamını çıkardığı bir ameliyattır. Genellikle iğne ile ulaşılamayan veya daha büyük doku örneği gereken durumlarda tercih edilir.
- İğne Biyopsileri: Daha sık uygulanan ve daha az zahmetli yöntemlerdir. Girişimsel Radyoloji uzmanları, özellikle görüntüleme eşliğinde bu biyopsileri büyük bir ustalıkla gerçekleştirir.
- İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB): Çok ince bir iğne ile lenf nodundan hücre ve sıvı örneği çekilir. Hızlı bir işlemdir ve genellikle ilk değerlendirme için kullanılır.
- Kor İğne Biyopsisi (KİB / Tru-Cut Biyopsi): Biraz daha kalın bir iğne ile lenf nodundan küçük bir doku parçası (silindir şeklinde) alınır. Bu yöntem dokunun yapısını daha iyi inceleme imkanı sunduğu için özellikle lenfoma gibi bazı hastalıkların tanısında daha değerlidir. Boyun lenf nodu biyopsisi nasıl yapılır veya koltuk altı biyopsi nasıl yapılır diye merak ediyorsanız, genellikle görüntüleme eşliğinde kor iğne biyopsisi bu bölgeler için uygun bir seçenektir.
Bir de özellikle kanser cerrahisinde kullanılan sentinel lenf nodu biyopsisi vardır. Sentinel lenf nodu nedir derseniz; bu kanserin ilk yayılabileceği düşünülen “bekçi” lenf nodunun bulunup çıkarılması işlemidir. Eğer bu bekçi nod temizse, diğer lenf nodlarının çıkarılmasına gerek kalmayabilir.
Görüntüleme Eşliğinde Yapılacak Bir Lenf Nodu Biyopsisi İçin Nasıl Hazırlanmak Gerekir?
Görüntüleme eşliğinde yapılacak bir lenf nodu biyopsisi öncesinde dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar vardır.
Bu hazırlıklar işleminizin güvenli ve sorunsuz geçmesine yardımcı olacaktır:
- Kullandığınız tüm ilaçları (özellikle kan sulandırıcılar, aspirin) doktorunuza bildirin.
- Alerjileriniz (ilaç, lateks vb.) varsa mutlaka belirtin.
- Hamileyseniz veya hamilelik şüpheniz varsa doktorunuzu bilgilendirin.
- İşlemden önce belirli bir süre aç kalmanız istenebilir (genellikle 6-8 saat).
- Size eşlik edecek ve işlem sonrası sizi eve götürebilecek bir yakınınızı ayarlayın.
- Yanınızda kimliğinizi getirin.
- Rahat kıyafetler giymeyi tercih edin.
- Eğer kullanıyorsanız, CPAP cihazınızı yanınızda getirin.
Görüntüleme Rehberliğinde Lenf Nodu Biyopsisi İşlemi Nasıl Gerçekleşir?
Görüntüleme eşliğinde lenf nodu biyopsisi, genellikle Girişimsel Radyoloji uzmanları tarafından yapılır. İşlem sırasında neler olacağını merak ediyor olabilirsiniz. Öncelikle, biyopsi yapılacak bölge antiseptik bir solüsyonla temizlenir. Ardından, o bölge lokal anestezi ile uyuşturulur. Bu sadece işlem yapılacak küçük bir alanın hissizleşmesi demektir, yani genel anestezi almazsınız. Uyuşturma iğnesi yapılırken çok hafif bir batma hissedebilirsiniz, ancak sonrasında ağrı duymazsınız.
Girişimsel Radyolog, ultrason veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi bir görüntüleme cihazı kullanarak iğnenin doğru yere, yani şüpheli lenf noduna gitmesini sağlar. Boyundan biyopsi nasıl yapılır veya koltuk altı biyopsisi nasıl yapılır gibi sorularda, görüntüleme sayesinde bu hassas bölgelerdeki işlem güvenle yapılır. İğne lenf noduna ulaştığında, çok küçük bir doku örneği alınır. Bazen yeterli örnek almak için iğne birkaç kez nazikçe hareket ettirilebilir. İşlem genellikle 15-30 dakika sürer. İşlem bittikten sonra iğne çıkarılır ve giriş yerine küçük bir bandaj yapılır.
Lenf Nodu Biyopsisi Sonrası İyileşme Süreci ve Evde Bakım Nasıl Olmalıdır?
İğne ile yapılan lenf nodu biyopsisi sonrası iyileşme genellikle çok hızlıdır. Çoğu kişi aynı gün evine dönebilir:
- Ancak iyileşmenizi hızlandırmak ve sorun yaşamamak için dikkat etmeniz gereken bazı şeyler vardır.
- İşlem sonrası dikkat etmeniz gerekenler şunlardır.
- İlk 24 saat dinlenmeye özen gösterin.
- Biyopsi yapılan bölgeyi doktorunuzun önerdiği süre boyunca kuru ve temiz tutun.
- Hafif bir ağrınız olursa doktorunuzun önerdiği basit ağrı kesicileri kullanabilirsiniz.
- Birkaç gün yorucu egzersizlerden ve ağır kaldırmaktan kaçının. Kasık lenf bezi ameliyatı sonrası gibi açık cerrahi durumlarında bu süre daha uzun olabilir, ancak iğne biyopsilerinde iyileşme daha çabuktur.
- Ayrıca aşağıdaki durumlarda hemen doktorunuza başvurmanız önemlidir.
- Ateş veya titreme.
- İşlem bölgesinde artan ağrı, kızarıklık, şişlik veya akıntı.
- Durmayan kanama.
Lenf Nodu Biyopsisi Yaptırmanın Avantajları ve Olası Riskleri Var mıdır?
Her tıbbi işlemde olduğu gibi, lenf nodu biyopsisi işleminin de hem faydaları hem de bazı riskleri vardır. Ancak özellikle görüntüleme eşliğinde yapılan iğne biyopsileri son derece güvenli ve avantajlıdır. En büyük faydası, hastalığınıza doğru teşhis konulmasını sağlamasıdır. Bu sayede en etkili tedaviye zaman kaybetmeden başlanabilir. Minimal invaziv olduğu için vücudunuzda büyük bir kesi olmaz, yara izi ya çok küçüktür ya da hiç olmaz. İyileşme süresi kısadır ve enfeksiyon riski düşüktür.
Elbette, çok nadir de olsa bazı riskler mevcuttur. Bunlar; işlem yerinde hafif kanama, morarma veya enfeksiyon gelişmesi olabilir. Boğazdan biyopsi acıtır mı sorusu sıkça gelse de lokal anestezi sayesinde işlem sırasındaki ağrı minimaldir. İşlem sonrası hafif bir sızlama olabilir. Deneyimli ellerde ve görüntüleme kılavuzluğunda bu riskler en aza indirilir.
Lenf Nodu Biyopsisi Sonuçları Ne Anlatır ve Raporlar Nasıl Anlaşılır?
Biyopsi ile alınan örnek patoloji laboratuvarına gönderilir ve burada uzman bir patolog tarafından incelenir. Sonuçlar genellikle birkaç gün içinde çıkar, ancak bazen bu süre bir haftayı bulabilir. Doktorunuz sonuçlar çıktığında sizinle paylaşacaktır.
Patoloji raporunda çeşitli tıbbi terimler olabilir, ancak doktorunuz size bunların ne anlama geldiğini açıklayacaktır. Genel olarak rapor, lenf nodunuzda “normal” mi yoksa “anormal” bir durum mu olduğunu belirtir. Anormal bir durum varsa, bu bir enfeksiyon mu, iltihabi bir reaksiyon mu, yoksa kanser hücreleri mi içeriyor gibi detaylar yer alır. Eğer kanser saptanırsa, kanserin tipi (örneğin lenfoma) veya başka bir yerden yayılıp yayılmadığı (metastaz) gibi bilgiler de raporda bulunur. Servikal zincir nedir diye merak edenler için, boyundaki lenf nodlarında (servikal zincir) bir sorun olup olmadığı da bu raporla anlaşılabilir.
Girişimsel Radyolojinin Lenf Nodu Biyopsisi Sürecindeki Yeri Nedir?
Girişimsel Radyoloji, tıbbın en modern ve hasta dostu dallarından biridir. Girişimsel Radyologlar, ultrason ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme teknolojilerini kullanarak, vücudun içine büyük kesiler yapmadan, iğneler ve kateterler yardımıyla tanı koyan ve tedavi eden uzman doktorlardır.
Lenf nodu biyopsisi söz konusu olduğunda, Girişimsel Radyologlar özellikle iğne biyopsilerinde (ince iğne ve kor biyopsi) çok önemli bir rol oynarlar. Görüntüleme sayesinde, iğnenin tam olarak hedeflenen lenf noduna ulaşmasını sağlarlar. Bu hem işlemin başarısını artırır (doğru yerden örnek alınır) hem de çevre dokulara zarar verme riskini en aza indirir. Bu sayede işlem daha güvenli, daha hızlı ve daha konforlu olur. Birçok lenf bezi biyopsisi yaptıranlar için bu minimal invaziv yöntemler cerrahiye göre çok daha tercih edilebilir olmaktadır.

Doç. Dr. Ömer Faruk Ateş, 1988 Amasya doğumludur. 2011 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olup, uzmanlığını 2016’da Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde tamamladı. 2019 yılına kadar aynı hastanede girişimsel radyoloji uzmanı olarak görev yaptı. Ardından Sakarya Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam etti. 2024 yılı itibarıyla Sakarya Adatıp Hastanesi’nde görev yapmakta; vasküler, nörovasküler, kardiyak MRG ve koroner BT anjiyografi alanlarında hizmet vermektedir.

