Varis Başlangıcında Ne Yapılmalı?

Varis Baslangicinda Ne Yapilmali

Varis, bacaklarımızdaki toplardamarların genişleyip şekil değiştirmesiyle ortaya çıkan ve toplumda oldukça sık görülen bir rahatsızlıktır. Erken dönemde alınacak önlemler, varisin ilerlemesini önleyebileceği gibi yaşam kalitesini de büyük ölçüde artırır.

Erken Dönemde Hangi Belirtiler Görülebilir?

Erken teşhis çoğu hastalıkta olduğu gibi variste de son derece önemlidir. Varis başlangıcında fark edilebilecek bazı belirtiler şunlardır:

  • Bacaklarda Belirgin Damar Görünümü: Bazen cilt yüzeyinden hafif kabarık veya yeşilimsi-morumsu renkte çizgilenmelerle kendini belli eder. İlerlememiş varislerde, damarlar henüz aşırı kıvrımlı ya da şişkin değildir, fakat gözle görülebilir hale gelmeye başlar.
  • Hafif Ağrı ve Basınç Hissi: Hastalar çoğu zaman bacaklarında hafif bir sızlama, karıncalanma ya da basınç hissi tarif ederler. Günü ayakta geçirenlerde bu ağrı akşam saatlerinde belirginleşir. Tıpkı uzun süre su dolu bir hortumun iç basıncı artar gibi, bacaktaki damarlar da durgunlaşan kanla birlikte gerilir ve sızı şeklinde ağrıya neden olur.
  • Ayak Bileklerinde ve Baldırlarda Şişlik: Edema yani ödem adı verilen bu şişlikler, genellikle akşam saatlerinde veya uzun süre oturmaya ya da ayakta kalmaya bağlı olarak belirginleşir. Eğer akşamları eve gelindiğinde çorap izleri normalden daha derinse, bu durum bacakta sıvı birikimini düşündürebilir ve varis başlangıcının bir işareti olabilir.
  • Gece Krampları: Varis başlangıcında hastalar bacak kramplarından da yakınabilir. Özellikle gece saatlerinde ortaya çıkan ani kasılmalar, uykuyu bölerek yaşam kalitesini düşürür.
  • Hafif Kaşıntı ve Yanma: Toplardamarlarda oluşan hafif iltihaplanma, deri yüzeyinde kaşıntıya ve bazen hafif yanma hissine yol açabilir.

Bu tür belirtiler görüldüğünde, varisin ilerlemesini önlemek ve altta yatan nedeni ortaya koymak adına bir girişimsel radyolog ile görüşmek oldukça faydalı olacaktır.

Neden Erken Teşhis ve Müdahale Gerekir?

Erken dönemde tanı konulması ve önleyici tedbirlerin alınması, ilerleyen safhalarda karşılaşılabilecek ciddi komplikasyonların önüne geçer. Burada akla şu benzetmeyi getirebiliriz: Evin temeli çatladığında küçük bir onarım yapılırsa, ileride bina yıkılmadan bu sorun giderilebilir. Ancak ihmal edildiğinde sorun büyür ve çok daha kapsamlı müdahaleler kaçınılmaz hale gelir. Aynı şekilde, varis başlangıcında basit yöntemlerle kontrol altına alınabilen dolaşım bozuklukları, ilerleyen dönemlerde derin ven trombozu, kronik venöz yetmezlik ve venöz ülser gibi ciddi problemlere dönüşebilir.

Yara ve Ülser Gelişimi: Özellikle bilek çevresinde kan dolaşımının bozulduğu bölgelerde, küçük travmaların bile iyileşmesinin güçleştiği cilt yaraları görülebilir. Zamanla bu yaralar ülserleşebilir ve kronik hale gelebilir.

  • Kanama ve Toplardamar İltihabı: Yüzeye yakın varisler, küçük darbelerde dahi kanamaya neden olabilir. Ayrıca bu damarların içinde pıhtı oluşması sonucu tromboflebit denilen iltihabi durum ortaya çıkabilir.
  • Kronik Ağrı ve Ödem: Tedavi edilmeyen varisler, zamanla sürekli hale gelen bacak ağrıları ve kalıcı ödemle yaşam konforunu önemli ölçüde düşürür.

Bu nedenlerle, “nasıl olsa hafif” düşüncesiyle varisleri ertelemek yerine, en kısa zamanda uzman görüşü almak en doğru yaklaşım olacaktır.

Erken Dönemde Yaşam Tarzı Değişiklikleri Nasıl Etkili Olur?

Pek çok bilimsel çalışma, varis başlangıcında yaşam tarzı değişikliklerinin hastalığın ilerlemesini önemli ölçüde yavaşlattığını göstermektedir. Eğer bir ağaç yeni filiz vermeye başladığında köklerini güçlendirecek doğru bakımları yaparsak, ilerde gelişecek problemleri önceden bertaraf etmiş oluruz. Variste de erken müdahale benzer şekildedir.

Düzenli Fiziksel Aktivite

  • Günde 30-45 dakikalık tempolu yürüyüşler, baldır kaslarının pompa etkisini güçlendirerek kanın bacaklardan kalbe dönmesini kolaylaştırır.
  • Bisiklet ve Yüzme: Eklemlere yük bindirmeden yapılabilecek bu egzersizler, varise iyi gelen diğer sporlardandır.
  • Ofis ortamında uzun süre oturarak çalışan kişiler, saat başı kısa yürüyüşler yaparak bacaklardaki kan dolaşımını destekleyebilir.

Sağlıklı Kilo Yönetimi

  • Fazla kilo, bacak damarlarına binen yükü artırarak varis riskini yükseltir. Bu nedenle düzenli beslenme ve kalori kontrolü önemlidir.
  • Obeziteye yönelik yapılan çalışmalarda, ideal kiloya ulaşan kişilerde varis belirtilerinin belirgin şekilde azaldığı gösterilmiştir.

Bacak Elevasyonu

  • Gün içinde bacakları belli aralıklarla kalp seviyesinden yukarıda tutmak, damar içi basıncı azaltır.
  • Bu basit uygulama, akşam eve dönüldüğünde 15-20 dakika boyunca bacakların birkaç yastık yardımıyla yükseltilmesi şeklinde yapılabilir.

Dar Giysilerden Kaçınma

  • Karın veya bacak bölgesini sıkan kıyafetler, toplardamarların dolaşımını olumsuz etkileyebilir.
  • Bol kesim pantolonlar ve rahat ayakkabılar tercih etmek, gün boyu bacak sağlığını destekler.

Uzun Süre Ayakta Durmaktan Kaçınma

  • İş gereği ayakta kalmak zorunluysa, ara ara parmak ucuna yükselme ve topuk kaldırma egzersizleri yapılabilir.
  • Bu basit hareketlerle baldır kasları devreye girer ve toplardamar içindeki kanın pompalanmasına yardımcı olur.

Sigara ve Alkol Tüketimini Sınırlama

  • Sigara damar duvarını zayıflatabilir, alkol ise dolaşım sistemini olumsuz yönde etkileyebilir. Her iki alışkanlık da varis riskini artırabilir.

Bu yaşam tarzı değişiklikleri, tek başına mucize yaratmasa da erken dönemde varis ilerlemesini yavaşlatmak ve belirtilerin şiddetini hafifletmek açısından bilimsel olarak desteklenen, son derece etkili yöntemlerdir.

Hangi Önleyici Tedbirler Varislerin Kötüleşmesini Engeller?

Varis başlangıcında en sık tavsiye edilen önleyici tedbirlerden biri kompresyon çorabı kullanımıdır. Bir nevi desteğe ihtiyaç duyan duvarların çelik kolonlarla güçlendirilmesi gibidir. Kompresyon çorabı, bacağın alt kısmından itibaren kademeli basınç uygulayarak kanın yukarı doğru itilmesine yardımcı olur. Araştırmalar, özellikle gün içinde uzun süre ayakta duran veya oturarak çalışan bireylerin kompresyon çoraplarından büyük fayda gördüğünü göstermektedir.

  • Doğru Basınç Seviyesi Seçimi: Kompresyon çorapları farklı basınç derecelerine sahiptir. Hafif varislerde 15-20 mmHg düzeyi bazen yeterli olurken, daha ciddi vakalarda 20-30 mmHg veya üzeri değerler gerekebilir.
  • Uygun Ölçü: Çorabın amaca hizmet etmesi için bacak ölçülerine göre seçilmesi önemlidir. Çok dar veya çok bol çoraplar istenen etkiyi sağlamaz.
  • Düzenli Kullanım: Özellikle gün içinde, aktif saatlerde kompresyon çorabının takılması önerilir. Gece yatarken ise bacaklar yatay konumda olacağı için çoraplar çoğu zaman çıkarılır.

Ek olarak düzenli hekim kontrolü, bu tedbirlerin doğru şekilde uygulandığından emin olmayı sağlar. Kişiye özel öneriler doğrultusunda kompresyon çorabının yanı sıra, doktor tarafından reçete edilebilecek venoaktif ilaçlar da hastalığın erken döneminde faydalı olabilir.

Varis Başlangıcında Hangi Tıbbi Yöntemler Uygulanabilir?

Erken dönemde başvuran hastalarda, ameliyat gerektirmeden uygulanabilecek çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur. Her birinin farklı etki mekanizması, avantajları ve dezavantajları vardır. Çoğunlukla karar, hastanın varis derecesi, genel sağlık durumu ve şikâyetlerinin şiddetine göre verilir.

Skleroterapi (Damar İçi Köpük veya Sıvı Enjeksiyonu)

  • Bu yöntem küçük ve orta boy varisli damarların içerisine ince bir iğneyle sklerozan madde verilerek uygulanır.
  • Damar duvarları bu madde sayesinde yapışır ve zamanla kapanır, ardından vücut tarafından emilir.
  • Özellikle kozmetik açıdan rahatsız edici, yüzeysel varislerde sık tercih edilir.

Endovenöz Termal Ablasyon

  • Endovenöz lazer (EVLA) veya radyofrekans ablasyon (RFA) yöntemleriyle, damar içerisinden gönderilen yüksek ısı sayesinde varisli damarlar kapanmaya zorlanır.
  • Uygulama, lokal anestezi altında yapılabilir ve hastanede kalış süresi genellikle yoktur.
  • Konforlu bir prosedür olup, başarısı yüksek ve iyileşme süresi kısadır.

Mekanik-Kimyasal Ablasyon (MOCA)

  • Bu yöntemde, dönerek ilerleyen bir kateter ve beraberinde sklerozan madde kullanılır.
  • Hem mekanik hem kimyasal etkiyle damar duvarı tahrip edilerek kapanması sağlanır.
  • Tumescent anesteziye ihtiyaç duymaması önemli bir avantaj olarak görülür.

Cyanoacrylate Yapıştırma

  • Endovenöz olarak damar içerisine tıbbi yapıştırıcı enjekte edilir ve damar kısa sürede kapanır.
  • Minimal invazivdir ve ısı enerjisi kullanılmadığı için çevre dokuda oluşabilecek hasar riski yok denecek kadar azdır.
  • Hasta konforunu artıran, yeni ve etkili bir yöntemdir.

Erken dönemde bu yöntemlerden bazıları, orta veya büyük varisli damarlar için düşünülür. Ancak başlangıç aşamasında, girişimsel radyoloğun de uygun görmesi halinde, sadece yaşam tarzı değişiklikleri ve kompresyon tedavisiyle de tatmin edici sonuçlar alınabilir.

Varis Tedavisini Geciktirmenin Riski Var Mıdır?

Varis tedavisini geciktirmenin, küçük bir sızıntıyı önemsemeyip yıllar içinde boru patlamasıyla karşılaşmak gibi ciddi sonuçları olabileceği unutulmamalıdır. Aşağıdaki durumlar gecikmiş tedavinin beraberinde getirebileceği komplikasyonları özetler:

  • Kronik Venöz Yetmezlik: Zamanla damar kapakçıkları iyice işlevini yitirdiğinde, bacaklarda kalıcı şişlik, cilt değişiklikleri ve ülserler görülebilir.
  • Venöz Ülser: Basit cilt kızarıklığının ilerleyerek, iyileşmesi güç yaralara dönüşmesine yol açabilir.
  • Tromboflebit: Yüzeyel toplardamar içinde pıhtı oluşması ve damarın iltihaplanması, ağrı ve kızarıklığa neden olur. İlerlerse derin ven trombozu (DVT) riski artabilir.
  • Kanama: Cilde çok yakın, şişkin damarlar travmaya açık hale gelir. Küçük bir çarpma bile belirgin kanama yapabilir.
  • Psikososyal Etkiler: Ağrı, şişlik, estetik kaygılar bireylerde depresyon ve özgüven kaybına neden olabilir.

Bu risklerden kaçınmak adına, erken evrede uzman değerlendirmesi ve uygun tedavinin planlanması hem komplikasyonları hem de uzun vadeli maliyeti azaltabilir.

Varisli Bireyler Günlük Hayatında Nelere Dikkat Etmeli?

Erken dönemde teşhis konulmuş ya da hafif varisi olan bireyler, aşağıdaki önlemleri günlük hayatlarına dahil ederek semptomlarını belirgin şekilde hafifletebilir:

  • Ayakkabı Seçimi: Uzun topuklu ayakkabılar, bacak kas pompalarını düzgün çalıştırmayı zorlaştırabilir. Rahat, ortopedik ve mümkünse alçak topuklu ayakkabılar tercih edilmelidir.
  • Molalar ve Mini Egzersizler: Sürekli oturulan ofis ortamlarında, saat başı yapılacak 1-2 dakikalık ayak bileği çevirme, topuk-parmak ucu yükseltme egzersizleri dolaşımı canlandırır.
  • Sağlıklı Beslenme: Lifli gıdalar ve sebze-meyve tüketimi kabızlığı önler, böylece karın içi basınç düşerek bacak damarlarının yükü azalır.
  • Sıcak Ortamlardan Kaçınma: Aşırı sıcak banyolar, saunalar veya hamamlar damarların genişlemesine ve varis belirtilerinin artmasına yol açabilir.
  • Dolaşım Masajları: Çok sert olmayan, hafif yukarı doğru yapılan bacak masajları dolaşıma destek olur. Ancak ileri derecede varisi veya pıhtı riski olanlarda masaj sakıncalı olabileceğinden, doktor önerisi olmadan yoğun basınçlı masajlar uygulanmamalıdır.
  • Düzenli Takip: Varis tanısı konduysa, belirli aralıklarla venöz doppler ultrason gibi görüntüleme yöntemleriyle ilerleme olup olmadığı kontrol edilebilir.

Kompresyon Çoraplarını Ne Zaman ve Nasıl Kullanmalı?

Varis başlangıcında, hafif veya orta basınçlı kompresyon çorapları çoğunlukla ilk öneri olarak öne çıkar. Bu çoraplar bacaklarda kademeli basınç oluşturarak, kanın derin damarlara ve nihayetinde kalbe dönüşünü kolaylaştırır. Tarihsel kayıtlarda, antik çağ hekimlerinin bile bacakları saran bezler kullanarak benzer etkiyi yaratmaya çalıştığı bilinmektedir. Modern tıpta geliştirilen bu çoraplar ise çok daha konforlu ve etkilidir.

Ne Zaman Takılmalı?

  • Genellikle sabah uyanır uyanmaz giyilmesi, bacakta ödem oluşmadan ideal basınç dağılımı sağlar.
  • Günlük hayatta ayakta dururken veya otururken rahatlıkla kullanılabilir.

Kimler Özellikle Kullanmalı?

  • Uzun süre ayakta duran öğretmen, kuaför, cerrah veya güvenlik görevlisi gibi meslek grupları.
  • Ofiste sürekli oturarak çalışan ve hareket imkânı kısıtlı olan kişiler.
  • Hamilelik döneminde varis eğilimi artan anne adayları (ancak gebelikte kullanım kararını mutlaka hekim vermelidir).

Bakım ve Temizlik

  • Her gün düzenli yıkama ve kurutma, hijyenin korunması için önemlidir.
  • Çorabın elastikiyetini bozacak yüksek ısıdan kaçınılmalıdır. Ürün etiketindeki talimatlara dikkat edilmesi tavsiye edilir.
  • Doğru kullanıldığında, kompresyon çorapları varisin ilk safhalarında bile gözle görülür ölçüde rahatlama sağlayarak ilerlemeyi yavaşlatabilir.

Varis Tedavisinde İlaçların Yeri Var mıdır?

Erken dönemde doktorlar tarafından reçete edilebilecek venoaktif ilaçlar (örn. flavonoid içeren tabletler), varis kaynaklı bacak ağrısı, şişlik ve ağırlık hissi gibi semptomları hafifletmede destekleyici rol oynayabilir. Bu ilaçların etkisi, damar duvarını güçlendirmeye ve kılcal damarlardaki mikro dolaşımı iyileştirmeye dayanır. Tıpkı yıpranmış bir binanın duvarlarına güçlendirici sıva çekmek gibi düşünülebilir; yapısal sorunu tamamen ortadan kaldırmasa da duvarı bir nebze sağlamlaştırabilir.

  • Flavonoidler (Diosmin, Hesperidin vb.): Damar geçirgenliğini düzenleyerek ödemi azaltır ve dolaşımı destekler.
  • Rutinde Kullanım: Ağır vakalarda cerrahiye ek olarak ya da erken dönemde tek başına semptom hafifletici tedavi şeklinde kullanılabilir.
  • Yan Etkiler ve Kullanım Süresi: Genel olarak iyi tolere edilir; ancak uzun süreli kullanım kararını mutlaka uzman vermeli, kendi kendine ilaç başlamak ya da reçetesiz ilaç kullanmak sakıncalı olabilir.

Bu ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve kompresyon tedavisiyle birlikte düşünüldüğünde daha etkili sonuçlar ortaya koyabilir.

Ameliyat Gerekli Midir ve Hangi Durumlarda Düşünülmelidir?

Erken dönemde genellikle ameliyatsız yöntemler denenir. Ancak ilerlemiş vakalarda veya belli başlı anatomik bozukluklarda klasik cerrahi yaklaşımlar gündeme gelebilir. İşin uzmanına danışarak, damar yapılarını detaylı inceleyen renkli doppler ultrason gibi görüntüleme yöntemleriyle toplardamarların hangi segmentinde ne kadar hasar olduğu tespit edilebilir.

  • Stripping Ameliyatı: Genişlemiş ve kapakçık işlevi tamamen bozulmuş büyük yüzeysel damarın (genelde büyük safen ven) cerrahi yolla çıkarılmasıdır.
  • Flebotomi (Ambulatuvar Flebektomi): Küçük insizyonlarla gözle görülür şişkin yüzeysel damarların lokal anestezi altında temizlenmesidir.
  • Lazer ve Radyofrekans: Endovenöz yöntemlerin yetersiz kalması veya anatomik olarak uygun olmaması durumunda tercih edilebilecek cerrahi lazer uygulamaları mevcuttur. Ancak bu genellikle minimal invaziv yöntem kategorisinde yer alır.

Erken aşamada, eğer damar çapı çok geniş değilse ve kapakçık hasarı lokalize seviyedeyse, cerrahi gereksinimi çoğu zaman ertelenebilir veya tamamen önlenebilir. Yani uygun vakalarda cerrahiden önce denenebilecek pek çok etkili yöntem bulunmaktadır.

Evde Yapılabilecek Egzersizler Var mıdır?

Erken dönemde teşhis edilmiş varislerin yönetiminde, basit ev egzersizleri oldukça faydalı olabilir. Tıpkı toprağa yeni dikilen bir fidanın, daha güçlü kök salması için gereken küçük ama düzenli sulama gibidir. Bu egzersizler kasları güçlendirir ve kan akışını hızlandırır.

  • Ayak Bileği Dairesel Hareketleri: Otururken ya da uzanırken ayak bileklerini saat yönünde ve ters yönde yavaşça çevirerek yapılır. Bu hareket, baldır pompasını uyarır ve dolaşımı iyileştirir.
  • Topuk-Parmak Ucu Yükseltme: Ayakta dururken ellerle bir duvara veya sandalyeye tutunarak sırasıyla topukları ve ardından ayak parmaklarını yerden kaldırmak, baldırlardaki kasları aktif hale getirir.
  • Bacak Germe Egzersizleri: Bir mindere oturup bacağı öne uzatarak baldırı hafifçe germek, kanın kas lifleri arasındaki dolaşımını hızlandırır.
  • Kalça ve Bacak Kaslarını Güçlendirme: Yerde uzanarak yapılan “köprü” hareketi ya da yan yatarak yapılan bacak kaldırma egzersizleri, bacakların genel kas gücünü artırır.
  • Yürüme Bantları veya Su Egzersizleri: Özellikle diz ve eklem problemi yaşayanlar için yürüyüş bandında düşük tempoda yürümek veya havuzda basit su içi egzersizleri yapmak basıncı azaltarak varis belirtilerini hafifletebilir.

Bu egzersizleri düzenli bir programa oturtmak, varis başlangıcında hissedilen sızı ve şişliklerin azaltılmasına yardımcı olur.

Varis ve Beslenme Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?

Beslenmenin damar sağlığı üzerinde ciddi etkileri vardır. Varis, temelde bir damar duvar zayıflığı problemidir ve bu zayıflığın artmasında veya azalmasında besin öğelerinin rolü inkar edilemez. Vücudunuzu inşa ettiğiniz “tuğlalar” ne kadar kaliteli olursa, duvarlarınız da o kadar sağlam olur.

  • Lifli Gıdalar: Yeterli lif alımı, sindirim sistemini düzenleyerek kabızlığı önler. Kabızlık, karın içi basıncı yükseltip bacak venlerine olan basıncı da artırabilir. Sebze, meyve, tam tahıllı ekmek, yulaf ve baklagiller bu açıdan önemlidir.
  • Antioksidanlar: Meyve ve sebzelerde bulunan polifenol, flavonoid, C vitamini gibi maddeler, damar çeperlerinin korunmasına destek sağlar.
  • Yeterli Su Tüketimi: Kanın daha akışkan hale gelmesi ve bacak damarlarındaki viskozitenin azalması için günlük su alımının dengeli olması gerekir.
  • Tuz Tüketiminin Azaltılması: Fazla tuz, dokularda su tutulmasına sebep olarak bacak şişliklerini artırabilir.
  • Sağlıklı Yağlar: Balık, avokado, zeytinyağı gibi doymamış yağ asitleri kan damarlarının esnekliğini korumada destekçidir.
  • Aşırı Demir Alımı: Genetik yatkınlığı olanlarda yüksek demir alımı damar sertliğini ve oksidatif stresi tetikleyebilir. Bir uzmana danışarak uygun seviyede demir alımını sağlamak faydalı olur.

Tüm bu beslenme önerileri, tek başına bir tedavi sunmasa da varis başlangıcında damar sağlığını destekleyen önemli adımlardır.

Varis Başlangıcında Hangi Hekime Başvurmak Gerekir?

Varis şüphesi taşıyan bireyler öncelikle bir girişimsel radyoloğa başvurmalıdır. Bu uzmanlar, renkli doppler ultrason gibi teşhis araçlarıyla damar yapısını inceleyerek varisin derecesini, toplardamar kapakçıklarının durumunu ve olası damar tıkanıklıklarını değerlendirebilir.

Uzun Dönem Takipte Nelere Dikkat Edilmeli?

Varis, kronik bir toplardamar hastalığı olarak kabul edilir ve tamamen iyileşse bile yeniden oluşma ihtimali vardır. Bu yüzden ilk tanı konulduğunda veya erken evrede müdahale edildiğinde bile uzun dönemli takip önemlidir. Tıpkı yıpranmış bir çatıyı tamir ettikten sonra düzenli bakımlarına devam etmek gibi düşünülmelidir.

  • Düzenli Ultrason Kontrolleri: Tedavinin başarısını veya yeni varis oluşumunu takip etmek amacıyla yılda bir veya iki yılda bir doppler ultrason incelemesi önerilir.
  • Yaşam Boyu Egzersiz Alışkanlığı: Başlangıçta tavsiye edilen egzersizlerin, tedaviden sonra da düzenli olarak yapılması, nüks riskini düşürür.
  • İdeal Kilo Koruma: Kilo alımı varis oluşumunu tetikleyebileceğinden, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesi gerekir.
  • Yeni Belirtilerde Erken Müdahale: Ağrı, şişlik veya kaşıntıda artış gözlemlendiğinde, vakit kaybetmeden uzman görüşü almak yeniden önem taşır.
  • Kompresyon Çorabı Kullanımının Devamı: Bazı kişilerde, cerrahi veya endovenöz işlem sonrası da uzun dönem kompresyon çorabı kullanımı önerilebilir. Bunu hekimin talimatlarına göre uygulamak faydalı olur.

Göz ardı edilmemesi gereken nokta, varisin yalnızca kozmetik bir sorun olmadığıdır. Zamanında alınmayan önlemler; ağrı, ödem, ülser, kanama ve hatta daha ciddi trombotik komplikasyonlara kapı aralar. Dolayısıyla varis başlangıcında yapılacak tüm küçük dokunuşlar gelecekteki büyük sorunların önüne geçebilir. Bu nedenle en ufak belirti dahi görüldüğünde, mutlaka bir girişimsel radyolog ile görüşmek ve uygun tedaviyi başlatmak en doğru karar olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir