Buerger hastalığı, küçük ve orta çaplı damarların iltihabi tıkanıklığı ile karakterizedir. En önemli risk faktörü sigaradır. Hastalarda ayak ve ellerde ağrı, soğukluk, iyileşmeyen yaralar ve ileri dönemde parmak kayıpları görülebilir.
Hastalığın tedavisinde ilk basamak sigaranın kesin olarak bırakılmasıdır. Bunun yanında ağrı kontrolü ve dolaşımı artırıcı medikal tedaviler uygulanabilir. Ancak damar tıkanıklıkları devam eden hastalarda girişimsel tedavilere ihtiyaç duyulur.
Girişimsel radyoloji yöntemleriyle Buerger hastalığında tıkalı damarlar balon anjiyoplasti ile açılabilir. Bu işlem kan akışını yeniden sağlayarak doku beslenmesini artırır ve yara iyileşmesini destekler. İşlem minimal invaziv özellik taşır.
Buerger hastalığında girişimsel tedavi, uzuv kaybını önlemek için önemli rol oynar. Erken tanı ve sigarayı bırakma ile birlikte uygulanan anjiyoplasti, yaşam kalitesini artırır ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatır.
Buerger Hastalığı Nedir ve Kan Damarlarını Nasıl Etkiler?
Buerger hastalığı tıbbi adıyla tromboanjitis obliterans ekstremitelerdeki küçük ve orta boy damarları etkileyen nadir ve kronik bir enflamatuar hastalıktır. Bu durum özellikle eller ve ayaklardaki kan damarlarında iltihaplanmaya yol açarak kan akışını engeller. Kan damarlarının içindeki segmental iltihaplanma trombus oluşumuna ve kan akışının bozulmasına neden olur. Böylece etkilenen bölgedeki doku oksijen ve besin eksikliği ile karşı karşıya kalır. Bu süreç ilerledikçe şiddetli ağrı ülserasyonlar ve kangren gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir.
Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte tütün kullanımı ile güçlü bir bağlantısı vardır. Özellikle sigara içmek hastalığı tetikleyen temel etkenlerden biri olarak kabul edilir. Tütün ürünlerinin kullanımı kan damarlarına yönelik otoimmün bir tepkiyi tetikler ve bağışıklık sistemi aşırı yanıt vererek damarların zarar görmesine neden olur.
Buerger hastalığı genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar ve sigara içme oranlarının yüksek olduğu bölgelerde daha yaygındır. Özellikle 45 yaş altındaki erkeklerde daha sık görülmesi dikkat çekicidir. Hastalığın ilerleyişi ise büyük ölçüde sigara içmeye devam edilip edilmediğine bağlıdır. Sigara kullanmaya devam eden hastalarda hastalık ilerler ve kronik iskemi ülser ve amputasyon gibi sonuçlar ortaya çıkabilir.
Buerger hastalığı aterosklerozdan farklı olarak damarların duvarında yağlı plak birikimine neden olmaz. Aksine hastalık sadece enflamatuar özellikler gösteren trombus oluşumuyla karakterizedir.
Buerger Hastalığında Girişimsel Radyoloji Nasıl Kullanılır?
Buerger hastalığında girişimsel radyoloji teknikleri hastalığın yönetiminde kritik bir öneme sahiptir. Anjiyografi endovasküler rekanalizasyon ve balon anjiyoplasti etkilenen uzuvlara kan akışını geri kazandırmada etkili araçlar olarak kullanılır. Anjiyografi arter tıkanıklıklarının tam yerini ve boyutunu belirleyerek tedavi sürecine rehberlik eden ayrıntılı görüntüler sağlar. Özellikle alt ekstremitelerdeki küçük ve orta boy damarlardaki tıkanıklıkları tespit ederek tanı koymada önemli bir adımı oluşturur.
Endovasküler rekanalizasyon Buerger hastalığında tıkalı damarların açılması ve kan akışı yeniden sağlanmasıdır. Bu teknik damar tıkanıklığının aşılması için bir kılavuz tel kullanılarak uygulanır. Ancak Buerger hastalığının yaygın ve küçük damarları etkilemesi nedeniyle bu işlem oldukça zorlu olabilir. Bununla birlikte başarılı bir rekanalizasyon iskemik ağrıları azaltmada ve amputasyon riskini düşürmede etkili bir sonuç elde edebilir.
Balon anjiyoplasti ise endovasküler rekanalizasyon prosedürlerinin bir parçası olarak tercih edilir ve daralmış damarların genişletilmesine yardımcı olur. Bu işlem sırasında damar içine bir balon kateter yerleştirilerek şişirilir ve kan akışı sağlanır. Ancak stent yerleştirilmesi gereken durumlar da olabilir. Buna rağmen stentlerin tekrarlayan daralma riski yüksek olduğu için Buerger hastalığında daha az tercih edilir.
Endovasküler Rekanalizasyonun Buerger Hastalığındaki Faydaları Nelerdir?
Endovasküler rekanalizasyon Buerger hastalığı olan hastalarda çeşitli açılardan olumlu etkiler sağlar. İlk olarak kritik iskemik uzuvlarda kan akışını iyileştirerek uzuv kaybı riskini azaltır. Bu tedavi özellikle yaşam kalitesini artırarak istirahat ağrısını hafifletir ve ülserlerin iyileşmesini hızlandırır. Ayrıca uzun süreli takiplerde bu iyileşmelerin devam ettiği gözlemlenmiştir. Klinik çalışmalarda bildirilen yüksek teknik başarı oranları bu yöntemin etkili olduğunu kanıtlamaktadır. Ek olarak birçok vakada;
- Uzuv kurtarma oranları %90’ın üzerine çıkar.
- Ağrı yönetimi ve semptom kontrolü sağlanır.
- Rutherford sınıflandırmasında iyileşme gözlemlenir.
Bu faydalarla birlikte endovasküler rekanalizasyon Buerger hastalarının günlük işlevselliğini artırarak yaşam kalitelerini destekler. Ayrıca amputasyon riskini en aza indirerek tedaviye önemli katkılar sunar ve hastaların uzun vadeli sonuçlarını iyileştirir.
Tüm Buerger Hastaları Girişimsel Radyoloji ile Tedavi Edilebilir M2i?
Hastalığın ilerleme durumu sigara geçmişi ve hastanın genel sağlık durumu Buerger hastalarında girişimsel radyoloji yöntemlerinin uygulanabilirliğini belirleyen temel faktörlerdir. Bu tedavilerin uygun olup olmadığını anlamak için her bir faktör dikkatle değerlendirilmelidir.
Hastalığın İlerleme Durumu: Girişimsel radyoloji teknikleri genellikle erken evrelerde damar tıkanıklıklarının daha az yaygın olduğu hastalarda başarı gösterir. İleri evrelerde ise özellikle distal damarlarda geniş vasküler tutulum varlığında başarı oranı düşer. Bazı durumlarda damar hasarı geri döndürülemez hale geldiğinde rekanalizasyon mümkün veya etkili olmaz.
Sigara Geçmişi: Sigara kullanımı hastalığın seyrini kötüleştiren en kritik etmenlerden biridir. Sigara içmeye devam eden hastalarda girişimsel prosedürlerin etkinliği azalır ve tekrarlayan tıkanıklıklar daha sık görülür. Sigarayı bırakan hastalarda ise bu yöntemlerden uzun vadeli fayda sağlama olasılığı artar ve hastalığın ilerlemesi yavaşlayarak tedavi sonuçları iyileşir.
Genel Sağlık: Diyabet veya beslenme yetersizlikleri gibi komorbiditeler hastanın iyileşme potansiyelini olumsuz etkileyebilir. Sağlık durumu bu tür tedaviler için uygun olmayan hastalar sempatektomi veya cerrahi müdahale gibi alternatif tedavilere ihtiyaç duyabilir. Bu nedenle tedavi seçeneği belirlenirken hastanın genel sağlık durumu dikkatle değerlendirilmelidir.
Buerger Hastalığında Girişimsel Radyolojinin Riskleri ve Olası Komplikasyonları Nelerdir?
Buerger hastalığında girişimsel radyoloji tedavi sürecinde çeşitli komplikasyonlara yol açabilecek önemli riskler taşır. İlk olarak restenoz en yaygın komplikasyonlardan biridir ve arterlerin yeniden daralması anlamına gelir. Özellikle anjiyoplasti veya stent yerleştirme sonrası küçük damar hastalarında sıkça karşılaşılır. Çalışmalar bu hastalarda tedavi sonrası bir yıl içinde yüksek oranlarda restenoz gelişebileceğini gösterir.
Ek olarak enfeksiyon riski de endovasküler prosedürlerde dikkate alınması gereken bir durumdur. Özellikle stent ve kateter gibi yabancı maddelerin kullanımı enfeksiyon olasılığını artırabilir. Bu enfeksiyonlar sepsis gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Stent yerleştirmenin zorluğu da küçük damarlarda sınırlı etkinlik yaratır. Buerger hastalığı küçük ve iltihaplı damarları etkilediğinden stent yerleştirme bu damarlarda yeterli genişlemeyi sağlayamaz. Ayrıca iltihabi yanıtın tetiklenmesi damar daralmasını veya tıkanmasını şiddetlendirebilir.
Son olarak embolizasyon ve tromboz riski mevcuttur ve anjiyoplasti veya stent sonrasında pıhtı oluşumu ile emboli gelişebilir. Bu durum damar tıkanıklığı ve uzuvlarda doku hasarına neden olabilir.
Bu riskler göz önüne alındığında girişimsel radyoloji genellikle cerrahi seçeneklerin mümkün olmadığı veya diğer tedavilerin başarısız olduğu hastalar için düşünülmelidir. Bu yöntemlerin kullanımında dikkatli olunması gerektiği vurgulanmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Buerger hastalığının belirtileri nelerdir?
Buerger hastalığı, ellerde ve ayaklarda yanma veya karıncalanma gibi ağrılarla, parmaklarda veya ayak parmaklarında yaralar, yürürken bacaklarda, ayak bileklerinde veya ayaklarda ağrı, soğuk havaya karşı parmakların veya ayak parmaklarının beyazlaşması veya maviye dönmesi gibi Raynaud fenomeni, cilt renginde veya dokusunda değişiklikler, kas krampları, damarlar içinde pıhtı oluşumu, soğuk veya uyuşmuş uzuvlar ve ileri evrede gangren veya cilt ülserleri ile kendini gösterir. Hastalık, özellikle 20-45 yaş arasındaki ağır sigara içen erkekleri etkiler ve ABD’de yaklaşık 100.000 kişide 10-20 vaka görülmektedir. Sigara içmek, Buerger hastalığına yakalanan kişilerin neredeyse tamamında ortak bir risk faktörüdür. Hastalık, sigara kullanımının yaygın olduğu Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Asya gibi bölgelerde daha sık görülür. Komplikasyonlar arasında doku ölümüne bağlı ampütasyonlar bulunur ve sigara içmeye devam edenlerin yaklaşık %43’ü, tanıdan 8 yıl içinde ampütasyon gerektirir. Sigara içmeyi bırakmak, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve semptomları iyileştirmek için en etkili yöntemdir.
Bu hastalığın tedavisinde kullanılan embolizasyon yöntemi nasıl uygulanır?
Embolizasyon, Buerger hastalığının tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntem değildir. Bu hastalığın tedavisinde en etkili yaklaşım, sigara kullanımının tamamen kesilmesidir çünkü sigara içmeye devam etmek hastalığı kötüleştirebilir ve amputasyonlara yol açabilir. Diğer tedavi yöntemleri, kan akışını iyileştirmeye ve semptomları yönetmeye yönelik olup, intravenöz iloprost gibi ilaçlar, ülserlerin iyileşmesine ve dinlenme ağrısının hafifletilmesine yardımcı olduğu gösterilmiştir. Cerrahi seçenekler genellikle hastalığın yaygın ve distal doğası nedeniyle sınırlıdır.
Buerger hastalığı tedavi edilmezse hangi komplikasyonlar oluşabilir?
Buerger hastalığı tedavi edilmezse, ciddi komplikasyonlara yol açabilir, bunlar arasında doku ölümü (gangren) ve etkilenen uzuvların ampute edilmesi gerekebilir. Yapılan çalışmalar, hastaların yaklaşık %34’ünün 15 yıl içinde ampute edilmek zorunda kaldığını göstermektedir. Ayrıca tedavi edilmeyen Buerger hastalığı, parmaklarda ve ayak parmaklarında ağrılı açık yaralara yol açabilir, nadiren inme veya kalp krizi gibi daha ciddi durumlara da neden olabilir. Bu komplikasyonların ilerlemesi, sigara içmenin devam etmesiyle güçlü bir şekilde ilişkilidir çünkü hastalık sigara kullanımına bağlıdır. Bu yüzden, Buerger hastalığının ilerlemesini engellemek için sigara ve diğer tütün ürünlerinin bırakılması çok önemlidir.
Sigara kullanımı tedavi sürecini nasıl etkiler?
Buerger hastalığının başlıca nedeni sigara içmektir ve sigara kullanımı hastalığın seyrini önemli ölçüde kötüleştirir. Sigara içmenin tamamen bırakılması, hastalığın ilerlemesini durdurmak için tek etkili yöntemdir. Günde bir sigara içmek gibi minimal tütün kullanımı bile semptomları şiddetlendirir ve doku hasarı ile ampütasyon gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Elektronik sigaralar, buharlaşma cihazları ve marihuana gibi alternatif nikotin kaynakları da zararlıdır ve kaçınılmalıdır. Sigara içilmeye devam edildiği sürece ilaç tedavileri ve cerrahi müdahaleler genellikle etkisizdir.
Hastalığın ilerlemesini durdurmak için yaşam tarzında hangi değişiklikler yapılmalıdır?
Buerger hastalığının ilerlemesini durdurmak için en önemli yaşam tarzı değişikliği, sigara ve tütün ürünlerinin tamamen bırakılmasıdır; çünkü hastalık tütün kullanımıyla yakından ilişkilidir. Sigara içmenin bırakılması, hastalığın daha fazla ilerlemesini engelleyebilir ve semptomları iyileştirebilir. Ayrıca ekstremitelerin hijyenine dikkat edilmesi, yaralanmalardan ve soğuk havadan korunması, düzenli fiziksel aktivitenin yapılması damar sağlığını destekler. Stres yönetimi ve sağlıklı bir diyete uyum da faydalıdır. Durumun izlenmesi ve tedavi planına sadık kalmak için sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla yakın iş birliği yapmak önemlidir.

Doç. Dr. Ömer Faruk Ateş, 1988 Amasya doğumludur. 2011 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olup, uzmanlığını 2016’da Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde tamamladı. 2019 yılına kadar aynı hastanede girişimsel radyoloji uzmanı olarak görev yaptı. Ardından Sakarya Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam etti. 2024 yılı itibarıyla Sakarya Adatıp Hastanesi’nde görev yapmakta; vasküler, nörovasküler, kardiyak MRG ve koroner BT anjiyografi alanlarında hizmet vermektedir.

